KOBİDER: Yumurta Eylemleri Masum Gösteri Değil "Organize İşler"
Küçük ve Orta Büyüklükteki İşletmeler Derneği (KOBİDER)Başkanı Nurettin Özgenç; Derneğimizin de davetli olup katılım gerçekleştirdiğimiz TÜSİAD Yüksek İstişare Toplantısında dernek başkanı Ümit Boyner’ in kamuoyunda birkaç günden beri siyasilerimize karşı gerçekleşen öğrencilerin protesto amacı ile Anayasa Komisyonu başkanı Prof.Dr Burhan Kuzu’ ya yönelik yumurta eylemi için sarf ettiği, "Gençliğin muhalefet demek olduğunun unutulmaması gerektiğini ve bizim tartışan, konuşan, sorgulayan gençlere ihtiyacımız var. İş dünyasına, kanaat önderlerine, siyasetçilere, yöneticilere düşenin de anlayış, empati ve diyalog kurma çabası olduğuna tüm kalbimle inanıyorum. Susturma, azarlama, biber gazı, dayak, etiketleme ve yasaklama değil" şeklindeki ifadesini taraflı ve talihsiz bir açıklama olduğunu düşünüyor ve iş dünyası olarak üzüntüyle karşılıyoruz.
Çünkü bu açıklamayı yaptığı toplantıda öğrenci veya başka kişiler tarafından şahsını veya kuruluşunu protestoyu etmek amacıyla aynı şekilde kendisine onlarca yumurta atılsaydı dedikleri gibi anlayış gösterip yapılan saldırıya karşı bu denli hoşgörülü davranabilir miydi? Hak aramak adıyla protesto kılıfı altında provokasyon amaçlı yumurta atan kişiler için fakülte dekanının dahi "bunların bazıları öğrencimiz değil" ifadesine karşın hala daha birilerinin eylemcileri sahiplenmesini anlamak mümkün değildir.
Evet, hepimizin, ama hepimizin bir kez düşünmesi gerekmektedir. Üniversite girişlerinde başörtüsü bekçiliği yapanların konferans verilen salonlara girişlerinde üst arama yapmamasını acaba bu işin planlı mı olduğunu düşündürmektedir? Üstlerini aramadan salona aldıkları kişilerin ceplerinde yumurta değil de onun yerine taş veya patlayıcı madde olsaydı ne diyeceklerdi.
Özgenç; Masum bir gösteri olarak sunulan bu olayların arkasında bir kısım örgütler bulunmaktadır ki eylemcilerin öğrenci oldukları da şüphelidir bunların yaptığı ise apaçık provokatörlüktür.
Mademki gençlik “muhalefet demektir ve bizim tartışan, konuşan, sorgulayan gençlere ihtiyacımız vardır” o zaman üniversitelerde başörtüsü zulmüne karşı dayak yiyen başından örtüsü zorla çıkarılan tek amacı inancı doğrultusunda okumak olan öğrencilere neden aynı yaklaşım gösterilmemiştir.
“Yasaklar getirmek çözüm müdür? Gençleri yeterince dinliyor muyuz? Onlara özgür düşünmeyi, özgür ifade etmeyi öğreten, bağımsız üniversiteler verebiliyor muyuz?” Diyen anlayış aynı ifadeleri kıyafet özgürlüğü kapsamında başörtülü olarak okumak isteyen kızlarımız için neden diyemiyor. Bu kızlar bizim kızlarımız değil midir? Ayrıca ekonomi sivil toplum kuruluşları yaptıkları açıklamaları siyasi düşünce ve misyonları gereği değil uzlaşmacı ve arabulucu yönünde olmalıdır.
Nurettin Özgenç; İş dünyası olarak bizlerin bu tür taraflı açıklamaları tasvip etmemiz asla mümkün değildir. İğneyi siyasetçilere batırırken, çuvaldızı da kendimize batırmalıyız. Ancak bu şekilde objektif olduğumuz anlaşılabilir. Yoksa birileri için “hoşgörülü olunmalı” çok demek kolay.
Özgenç; Polisin öğrencilere karşı müdahalesi orantısız güç kullanması tartışılır ama olayları çıkaran kişilerinde siyasilere yönelik maksatlı eylemlerinde çokta masum olmadığı ve siyasi iradeyi hazmedemediği kanaatindeyiz.