KOBİDER:
28 Şubat’ın
medya, sermaye ve STK ayakları yargılanmalı
KOBİDER: Halkçı CHP ile demokrat
DSP, 28 Şubat darbe yanlılarını ödüllendirdi!
KOBİDER/ÖZGENÇ: 28 Şubat’ın 5’li
çetesi demokrat oldular mı?
ÖZGENÇ: 28 Şubat’ın STK
ayaklarına sesleniyorum, çıkın halktan özür dileyin!
Küçük ve Orta
Büyüklükteki İşletmeler Derneği (KOBİDER) Genel Başkanı Nurettin Özgenç, Türk
siyasi tarihine "postmodern darbe" olarak geçen 28 Şubat süreci Türk
demokrasisine ve ekonomisine büyük bir darbe vurdu.
Cumhuriyet
Türkiye’sinde "postmodern darbe" olarak nitelendirilen 28 Şubat
1997’deki Milli Güvenlik Kurulu (MGK) toplantısının üzerinden 25 yıl geçti. Ülke
ekonomisinde onarılması zor yaralar açan ve yaklaşık 400 milyar dolarlık
ekonomik maliyete neden olan 28 Şubat dönemi, 2001 krizine giden yolun
taşlarını döşedi.
28
Şubatta halkın tercihi, bazılarının tercihine yem edildi ve halkın özgür
oylarıyla seçtiği iradeyi alaşağı etmek için bazı STK’lar bu yapılanmanın içinde yer aldı.
Biz
KOBİDER olarak halkın seçtiği iradeye karşı kim olursa olsun karşısında olmayı
şiar edindiğimizi her zaman ifade ettik ve etmeye de devam ediyoruz.
STK’lar demokrasinin
unsurudur, vesayetin ayakçısı değil!
Sivil
Toplum Kuruluşları’nın (STK) her tehdidi göze alıp demokrasiyi ve milli iradeyi
namus meselesi olarak addederek, darbelere karşı tavır koyduğu takdirde, bu
ülkede hiç kimsenin darbeye teşebbüs edemeyecektir.
Sivil
siyaset halkın ve sivil toplum kuruluşlarının desteğiyle ayakta kalır bu
nedenle başta STK’ların amacına uygun hareket etmesi gerekir.
28
Şubat sürecinde kendi tabirleriyle ’5’li çete’ vardı: Bunlar sırasıyla; Türkiye
İşverenler Sendikası Konfederasyonu (TİSK), Türkiye Esnaf ve Sanatkârlar
Konfederasyonu (TESK), Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği (TOBB), Türkiye İşçi
Sendikaları Konfederasyonu (Türk - İş) ve Devrimci İşçi Sendikaları
Konfederasyonu (DİSK) ile Türkiye Sanayici İşadamları Derneği (TÜSİAD),
darbenin sermaye ve sivil toplum ayağını oluşturdu. Bu kuruluşların sivil
siyasete karşı askeri kesimin yanında hareket ettikleri kamuoyunun malumudur.
28 Şubat’ın medya,
sermaye ve STK ayakları yargılanmalı
Bunun
askeri kanadından olan sanıkları yargılandığına göre yardım eden siviller de
yargılanmalı. Nitekim bu tek taraflı olmamıştır. 28 Şubat döneminde medyanın iş
dünyası ile kol kola verdikleri, askerin güç kullanma arzusunu kullanarak
hükümeti devirmeye kalkıştıkları bilinen bir gerçektir.
Hemen
her fırsatta irtica yaygarası yapan 28Şubat medyası darbe sürecinde psikolojik
harekâtın parçası, darbenin fiili yaptırımcısıydı adeta…
Günümüzde gecikmiş olsa da; 28 Şubat davasından dolayı bazı askerlerin
yargılanıp hapis cezası almışlardır. Dolayısıyla 28
Şubat’ın medya, sermaye ve STK ayaklarının da sorgulanıp
yargılanmaması haksızlık olur.
Şayet
yargılamanın sivil kanada uzanmaması halinde askere haksızlık olacaktır. Bunun
adı yardım ve yataklık olduğuna göre bu suça karışanlar bundan vareste
tutulmamalı. Demokratik
bir ülkede ekonomiyle ilgili kuvvet komutanlarının iş dünyasını çağırıp bilgi
istemesi anormal bir durumdur.
Kaldı ki; 28 Şubat
döneminde TOBB, TİSK, TESK, TÜRK-İŞ ve DİSK’in oluşturduğu 5’li sivil
inisiyatif, siviller olası sorunları çözemiyor muydu da askerlerin oluşturduğu
oluşuma destek vermişlerdir?
Biz
KOBİDER olarak diyoruz ki; darbe yanlısı STK’larda mutlaka hesap vermeli. 28 Şubat’ın cuntacı askerlerinin yaşına bakılmaksızın nasıl
cezalandırılıp hapse gönderildiyse, darbenin medya, sermaye, siyaset, akademi,
yargı ve STK ayağına da hesap sorulması gerekir.
Zira 28 Şubat’ın medya
ayağı var, sermaye ayağı var, sivil toplum kuruluşları ayağı var... Bunların
mutlaka sivil yargı önüne çıkarılması gerekiyor. Eğer bu yapılabilir ve
temizlenme devam ettirebilirse, demokrasisini, insan haklarını ve
özgürlüklerini güçlendirmiş bir ülke oluruz. Bunun için de hep birlikte bu
davanın neticesini bekleyip göreceğiz.
CHP ve DSP darbe yanlısı isimleri
ödüllendirdi
Bugün demokrasi
nutukları atan CHP ve DSP, 28 Şubat sürecinde sahneye çıkan sivil
ayaklardan "5’li çete"nin mimarlarından TÜRK-İŞ Başkanı Bayram Meral
ile TESK Başkanı Derviş Günday CHP’den, DİSK Başkanı Rıdvan Budak ise DSP’den milletvekili
yapılarak adeta ödüllendirildiler. İşte bu ikiyüzlülüktür. Milletin iradesine
darbe vuranlar ile birlikte olanlar milletin vekili nasıl olabilir? Bu hayatın
olağan akışına aykırıdır. Nitekim darbeye ayakçılık yapan sözde STK
yöneticileri 28 Şubatta neler yaptıkları halkın malumudur. Demokrasiye çelme
takanların değirmenine su taşıyan kifayetsiz isimler taltif edilmemeliydi.
Anadolu sermayesi
çökertildi
28 Şubat sürecinde özellikle Anadolu
sermayesi büyük zarar gördü. Yatırımlar durdu, piyasada belirsizlik baş
gösterdi. Destekçi medyada ‘Darbe oldu,
olacak’ manşetleri ile darbeye zemin hazırlanırken banka hortumlamaları, 8
yıllık kesintisiz eğitimle gerilen ülke 2001’deki büyük ekonomik krize
sürüklendi.
Yeşil sermaye tabiriyle Anadolulu
sanayici ve KOBİ’ler iş yapamaz hale getirildi. Anadolu sermayesinin teşvikleri kesildi, bazı
generallerin kampanyalarıyla yeşil sermaye diye ürünlerine satış yasakları
konup şirketleri kapatıldı, darbeyi destekleyenlerin işleri hızla gelişti.
Bankalar
hortumlandı, enflasyon tavan yaptı. Ve 28 Şubat’ın ülkeye yaklaşık maliyeti 400
milyar zararı oldu. Bu zararın elbette hesabı sorulmalı.
25 yıl oldu 5’li
oluşum hala kamuoyundan özür dilemedi…
28
Şubat’ın 5’li çetesi olarak anılan bu güzide kurumlar daha fazla darbeci olarak
anılmamalı. TOBB, TİSK, TESK, TÜRK-İŞ ve DİSK’in
başkanlarına sesleniyorum eğer sizde 28 Şubat ‘postmodern darbe ’sine karşı olduğunuzu söylüyorsanız, yöneticisi olduğunuz kurumlar adına
daha fazla geç olmadan çıkın toplu olarak kamuoyundan özür dileyin.
Keza
kurumlarınız adına resmi özür dilememeniz halinde sizlerde halkın gözünde
darbeci olarak anılacaksınız.
Kaldı
ki; Sivil Toplum Kuruluşları amaç ve misyonlarına göre hareket etmeli, vesayet
odaklarının maşası ve borazancısı olmamalı.