Küçük ve Orta Büyüklükteki İşletmeler Derneği (KOBİDER) Başkanı Nurettin Özgenç, "Ülke ekonomisinin içinde bulunduğu diğer etkilerle birlikte bankalara olan borcunu ödeyemeyen vatandaşların mağduriyetinin giderilmesi ve isimlerinin kara listeden çıkarılması adına hükümete sicil affı ve borç yapılandırması önerisinde bulunuyoruz." ifadelerini kullandı.
Özgenç yaptığı açıklamada, on binlerce KOBİ’nin kara listede yer aldığını ve kredi almada güçlük çektiğini belirterek, sicil affı getirilerek tüm esnaf ve KOBİ’lerin kredi imkanından faydalandırılması, kamu bankaları ve özel bankaların kredi konusunda esnek davranması gerektiğini kaydetti.
Özgenç, KOBİDER olarak, KOBİ’lerde ortaklık kültürü oluşturabilmek için "Kobisel Dönüşüm"ün olması ve esnaflığın da bir standardının oluşması için kanuni düzenleme yapılması gerektiğini belirterek, "Ülke ekonomisinin içinde bulunduğu diğer etkilerle birlikte bankalara olan borcunu ödeyemeyen vatandaşların mağduriyetinin giderilmesi ve isimlerinin kara listeden çıkarılması adına hükümete sicil affı ve borç yapılandırması önerisinde bulunuyoruz." ifadelerini kullandı.
Özgenç, yeni bir borç yapılandırmasına acil ihtiyacın bulunduğuna işaret ederek, şunları kaydetti:
"Vergi ve diğer bazı alacakların yeniden yapılandırılmasına ilişkin bir çalışma yapılarak tez zamanda yürürlüğe girmeli. Esnaf ve KOBİ’ler kamu kurumlarına olan borçlarından bir an önce kurtularak devlete daha fazla yük olmamak istiyor. Kira, elektrik, su, doğalgaz, vergi ve SGK prim borçları, son dönemlerde art arda gelen zamlar ile biriken borçlar ödenemez hale gelmiştir. Dolayısıyla vatandaşları da kapsayacak şekilde yeni bir borç yapılandırmasına acil ihtiyaç var. Yeni Türkiye’yi kurmanın adımlarından biri ekonominin omurgası olarak nitelenen KOBİ’lere değer vermek, reel sektör temsilcilerinin önerilerini dikkate almak gerekir."
– "Kobisel Dönüşüm" önerisi
Özgenç, Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi’nden KOBİ’ler adına beklentilerinin bulunduğunu, "Hükümet, ‘KOBİ’ler nasıl büyür?’, ‘Büyük şirketlerle nasıl ortaklıklar kurar?’ meselesini gündemine alması gerekir." ifadelerini kullandı.
KOBİDER’in önerilerinden biri olan Kobisel Dönüşüm’e değinen Özgenç, "KOBİ’lerin dağınık yapısına son vermek ve ortaklık kültürü oluşturulabilmek için devlet KOSGEB kanalı ile en az beş işletme sahibinin bir araya gelerek ortak hareket etmesi halinde bu işletme sahiplerine 250 bin TL hibe veriliyor. Eğer işletmeler teminat verirlerse tutar, yüzde sıfır faiz ile geri ödemeli 500 bin TL’ye kadar çıkıyor. Ancak bu iş maddi destek vermek ile olmuyor. Öncülük edilmesi ve bazı mesleklerde örnek modeller kurulmalıdır. Yani kum, çimento, demir, su olsa da bunun betonlaşması için bir ustaya ihtiyaç var. Usta olmayınca beton da olmuyor." değerlendirmesinde bulundu.
– "İsteyen istediği yere dükkan açamamalı"
Özgenç, her isteyenin istediği yere dükkan açamaması gerektiğini belirterek, "Örneğin, İstanbul’un önemli birkaç caddesi var. İstiklal Caddesi, Bağdat Caddesi ve Halaskargazi Caddesi’nde bir dükkân açsanız size hiç kimse ’Ne yapıyorsunuz?’ diye sormaz. İşte bu yanlıştır. Nasıl ki bir arsa veya arazi alacak olduğumuz zaman arsanın imar durumu ile alakalı belediyeden bilgi alıyorsak, dükkân açarken de orada yapacak olduğumuz işe uygun mudur, değil midir diye belediyelere sorulmalı." ifadelerini kullandı.
Yapılabilecek yeni düzenlemeyle belediyelerin de bulundukları kentlerin nüfus oranına göre meslekleri ayırması gerektiğini aktaran Özgenç, şunları kaydetti:
"Örneğin; 4-5 bin nüfuslu bir ilçede kaç tane bakkal, manav, kasap, balıkçı, market, süper market, zincir market, fırın, pastane, lokanta, restoran, çay ocağı, berber, ayakkabıcı, tuhafiye, kırtasiye, kuruyemiş, baharatçı, giysi mağazası, ev dekorasyon mağazası, nalbur, GSM, sarraf, kuyumcu, beyaz eşya, mobilya, oto galeri ve petrol istasyonu sayısı belirlenmeli nüfus arttıkça belirlenen sayılarda artmalı. Yetkili makamlar tarafından ticaretle uğraşmak isteyenlere bulunduğu kentin nüfus oranına göre yapabileceği iş anlatılmalı. Türkiye genelinde dükkan sayısının çok fazla olduğunu, bundan dolayı esnaf arasında yok edici bir rekabet yaşandığını, haksızlık boyutuna ulaşan rekabetin işlerin düşmesine neden olduğunu, bütün meslek gruplarının ayakta kalma mücadelesi verdiğini yıllardan beri dile getiriyoruz.
Çünkü her yer bir Kapalıçarşı veya Mısır Çarşısı değil buralarda bir sektörden oldukça fazla dükkân olabilir ama 4-5 bin nüfuslu bir ilçede veya 100-150 bin nüfuslu bir ilde gereğinden fazla aynı işi yapan dükkân olduğunda ezici rekabetçilik oluyor bu nedenle haksız rekabetinde oluştuğunu düşünmemiz lazım. Şehirlerin, semtlerin ve caddelerin dükkan düzeni ve esnafların da daha fazla mağdur olmaması için büyük önem arz eden soruna, KOBİDER olarak yaptığımız bu öneriye önem verilmeli ve mesleki haksızlık giderilmeli."