2017 Yılı Kutlu Doğum Haftası etkinlikleri kapsamında Ayasofya Müzesi’nde ’Aşkı Nebi’ temalı Hilye-i Şerif Sergisi’nin açılışı Başbakan Yardımcısı Numan Kurtulmuş ve Diyanet İşleri Başkanı Prof. Dr. Mehmet Görmez tarafından yapıldı.
Başbakan Yardımcısı Numan Kurtulmuş’un Ayasofya’ya ilişkin yaptığı konuşma üzerine KOBİDER Başkanı Nurettin Özgenç’te yazılı açıklamada bulundu.
KOBİDER Genel Başkanı Nurettin Özgenç, “Diyanet İşleri Başkanlığı, Kültür ve Turizm Bakanlığı ve İslam Kültür ve Sanat Platformu işbirliğiyle Kutlu Doğum Haftası etkinlikleri kapsamında gerçekleştirilen Aşk-ı Nebî sergisinin açılışına davetli olarak katılmaktan dolayı memnuniyet duyuyorum.
Aşk-ı Nebî sergisinin Ayasofya’da düzenlenmesi güzel ve anlamlı bir çalışmadır. Öncelikle bu hizmette bulunanları takdir ediyoruz.
Ayrıca Başbakan Yardımcısı Numan Kurtulmuş ve Diyanet İşleri Başkanı Prof. Dr. Mehmet Görmez’in ulu mabet Ayasofya hakkındaki düşüncelerine gönülden katılıyoruz.
Programda bir konuşma yapan Numan Kurtulmuş, hayatının en zor konuşmalarından birini Ayasofya’daki kürsüden yapacağını belirterek, "Bu ulu mabedin, Feth-i Mübin’den bize yadigar Ayasofya’nın bu kubbesinin altından nice büyük evliyaların, alimlerin, nice büyük zahitlerin geçtiğini biliyorum. Onların her birisinin ruhaniyetine saygımızı bir kere daha ifade ediyorum. Allah cümlesinden razı olsun. İnşallah Feth-i Mübin’in bize armağan olan Ayasofya’dan millet olarak da istifade etmeyi cenab-ı Allah nasip etsin" diye konuştu.
Ayrıca “Güzel bir mekanı şenlendiriyoruz. Tarihi bir mekanımızı şenlendiriyoruz. Allah bu ulu mabedin daha çok kereler çok feyizli toplantılarla burada şereflendirmeyi cümlemize nasip etsin" ifadelerini kullandı.
Başkan Özgenç, “bu düşünceden hareket ile biz KOBİDER olarak soruyoruz; Feth-i Mübin’in bize armağan olan Ayasofya’yı neden vakfiyeye uygun hale getirilemiyor?
Ayasofya, fethin sembolüdür ve hakkıdır. Ayasofya zaten müze-camiye çevrildiğinden beri milletin içi buruktur. Herkes yeniden Ayasofya’nın cami olmasını beklemektedir.
ARTIK AYASOFYA’YI GERÇEK MÜSLÜMAN KİMLİĞİNE KAVUŞTURMA ZAMANI GELMİŞTİR
Fethin sembolü olan Ayasofya camiye dönüştürülerek vakfiyesine uygun olarak ibadete açılmalı. İstanbul’u fetheden, vakfiyesini kuran, ilelebet açık olacak diyen Fatih Sultan Mehmed’in yüzüne bakar hale gelebilmek için vakfiyesinin amacına uygun hale getirilmesi lazım.
Ne yazık ki; Ayasofya cami, bugüne kadar aslında hiç olmadığı şekliyle maalesef müze haline getirilmiştir. Zira Camiler Allah’a ibadet edilen yerlerdir, hiçbir kanun ve kanun koyucular onu asıl maksadından farklı bir şeklide kullanılmasına müsade edemez. Ayasofya Müzesi, cami olarak ibadete açılmalıdır. Zira tarihi yapı kar amaçlı kullanılamaz.
Devlet ne harpte ne de sulh zamanında, sebepsiz yere hususî mülkiyete, yani şahıs malına ve vakıflara el koyamaz. Hatta vakıfların kuruluş şartlarını değiştiremez.
AYASOFYA VAKIF MALIDIR, HAKKI İADE EDİLMELİ
Nitekim Ayasofya 1934 yılında kanun hükmünde kararname ile müzeye çevrilmiştir ve aynı şekilde günümüzde de hükümet kararnamesi ile tekrar cami olarak açılabilir. Ancak bu konuda sorumluluk paylaşılmalı. TBMM’de üyeleri bulunan tüm partileri Ayasofya için samimi olmaya davet ediyor ve hazırlanacak ortak bir kanuni düzenleme ile tekrar camiye dönüştürülmeli.
Böylesine sorumluluk gerektiren bir konuda bu görev sadece hükümete yüklenmemeli. Mecliste grubu bulunan siyasi partiler sorumluluktan kaçmamalı ve elini taşın altına koymalı.
AYASOFYA’NIN MÜZE OLARAK KALMASI BİZANS’A HİZMET OLUR
KOBİDER Başkanı Nurettin Özgenç, Geçmişte müzeye dönüştürülen Ayasofya Camii İstanbul’un en anlamlı ibadet yerlerinden biridir. Dolayısıyla bu tarihi yapı aslına uygun hale getirilerek tekrar camiye çevrilmeli. İstanbul’da Bizans’ın, simgesi olarak kabul edilen Ayasofya’nın Cami’den farklı bir statüde kullanılmasını sağlamak, bu toprakların yeniden Bizans yapılması manası taşıyabileceğini hatırlatmak isteriz.
Fethin sembolü ve cami statüsünde iken yapılan değişiklik ile Ayasofya’nın müze olarak kullanılması en hafif tabirle vakfiye sahibine saygısızlıktır. Zamanın zor şartları gereği Ayasofya Camii müzeye çevrilmiş olabilir. Yapılacak kanuni düzenlemeyle Ayasofya’nın camiye dönüştürülmesine iktidar ve muhalefet partilerinin ekseri çoğunluğunun kabul edeceğine inanıyoruz.
TÜRKİYE’NİN BAĞIMSIZLIĞI ADINA AYASOFYA MÜZE OLARAK KALMAMALI
Cennetmekân Fatih Sultan Mehmed Han’ı kabrinde huzura erdirmek için vakfiyesinin gereği yerine getirilmeli. Ülkemizde azınlık vakıflarının haklarının iade edildiği bir dönemde başta İstanbul olmak üzere onlarca şehrimizi bizlere vatan toprağı yapan Fatih Sultan Mehmet Han’ın hakkının iadesini sağlamamak İstanbul’un fethi ile bir çağı kapayıp yeni bir çağı açan cihan padişahına yapılacak en büyük haksızlıktır.
Başkan Özgenç, Vakıf mallarının önemine binaen Vakıflar genel müdürlüğünün resmi sitesinde "vakıf hassasiyeti", "vakıf duası" ve "vakıf bedduası" adlı bölümleri var ve bunların her biri ayrı anlam taşımaktadır. Dolayısıyla vakıf mülklerinin aslına uygun olabilmesi, kullanılabilmesi ve yaşatılması için tarihi eserlerin aslına rücu ettirilmesi ve dönüştürülmesi hususunda İstanbul halkının genel isteği bu yöndedir. Bazı kesimler farklı düşünse de ekseriyette ’Tarihi mekân tekrar ibadethane haline dönüştürülsün’ şeklindedir.
İSPANYA’DAKİ KURTUBA NE İSE İSTANBUL AYASOFYA DA ODUR!
KOBİDER Başkanı Nurettin Özgenç, Kurtuba Camii İspanya’nın Cordoba şehrinde sonradan kiliseye çevrilmiş olan camidir.
Endülüs Emevileri’nin egemenliğinde kalan, İspanyollar tarafından "Mezquita" olarak adlandırılan Kurtuba Camisi Katolik İspanyollar’ın şehri yeniden ele geçirmesinden sonra kiliseye çevrilmiş ve günümüzde hala katedral olarak kullanılmaktadır. “Ayasofya müze olarak kalmalıdır” diyenlere hatırlatmak isteriz ki; İspanya’da bizdeki gibi müze hayranları yok mudur? İspanyollar Kurtuba’yı müze yapmadığına göre biz hangi devlet veya milletin hatırına veya keyfine Sultan Fatih’in vakfettiği ecdat yadigarı eseri hala müze olarak tutmaya devam ediyoruz?
Ayasofya; geçmişimize ve milli özümüze bağlılığımızın ve gerçekten bağımsız olup olmadığımızın bir göstergesidir. Ve Ayasofya yeniden ibadete açılmadığı müddetçe de, bizim bağımsızlık mücadelemiz henüz hedefine ulaşmamış olduğunu göstermiş olur.
Dönemin konjonktürel şartları gereği Ayasofya Camii müzeye çevrilmiş olabilir. Fakat bağımsızlığı şiar edinen "Özgürlük ve bağımsızlık benim karakterimdir" diyen Gazi Mustafa Kemal yaşasaydı Ayasofya’yı ibadete açardı.
Egemenlik kayıtsız şartsız milletin olduğuna göre Türkiye Büyük Millet Meclisi (TBMM) bu duruma kayıtsız kalmamalı.” dedi
https://www.facebook.com/numankurtulmus/videos/10154697772428386/