KOBİDER/ÖZGENÇ: Türkiye 2. İstiklal mücadelesi veriyor,
ana muhalefet heykel ile uğraşıyor!
Küçük ve
Orta Büyüklükteki İşletmeler Derneği (KOBİDER) Genel Başkanı Nurettin Özgenç; Türkiye’nin
Suriye'ye deki savaşa müdahale etmesi gayet tabidir. Çünkü Suriye'nin bugünkü
durumu Türkiye için tehdit kabul edilip radikal önlemler alınmasını gerektirir.
Türkiye ile Suriye'nin kaderi bir nevi birleşmiştir. Zira İran ve Rusya’nın
Suriye ile hiçbir bağı yoktur. Her iki ülkede Suriye'deki savaştan zarar görmemiştir.
Ama iki ülke, sınırları bile olmayan Suriye’ye yerleşmiş ve orayı bir nevi işgal
etmiştir. Şimdi de demografik tasfiyeler yapmakta, Suriye'yi Türkiye'ye karşı
cephe ülke olarak dizayn etmektedir. Rusya ve İran Suriye halkına ve gizliden
gizliye Türkiye’ye savaş açmıştır. Tahran ve Moskova'nın bu ülkede yürüttüğü
savaş Türkiye'ye karşı bir savaştır. Bu iki ülke aslında doğrudan Türkiye ile
gizliden gizliye savaşmaktadır.
Durum bu kadar
açık ve net olmasına rağmen Gezi zihniyetli ve bazı tatlı su vatanseverleri Fırat
Kalkanı Harekâtı ve gayri İslami IŞİD adlı terör örgütünün Türk askerleri ile
ilgili yayınladığı görüntülerin doğru mu, yanlış mı olduğuna bakmadan 'Dünyayı biz mi kurtaracağız’. ‘Ne işimiz vardı Suriye’de’ diye siyasi
iradeyi eleştiriyorlar.
Türkiye’de siyaset üretemeyenler polemik üretiyor!
Ülkenin
Cumhurbaşkanı 'İstiklal mücadelesi
veriyoruz' diyor, ana muhalefet partisi de Rize’de taşınan heykel ile
uğraşıyor! Heykel konusunu ülke meselesinden daha fazla önemseyen siyasilere,
ülke mi önemli heykel mi diye sormak lazım. Bu nasıl bir anlayıştır? İnşaat dolayısıyla heykel bir yerden başka
bir yere taşınıyor diye, heykelden medet uman zihniyet ellerinde fotoğraflar
ile polemik konusu yaptıkları işi mesele yapıp TBMM Genel Kuruluna taşıyıp
gündem saptırılıyor.
Bu hassas
dönemde, çeşitli kaynaklardan üretilen mesnetsiz dedikodularla yalan haberlerle
çarpıtmalarla sürekli milletimizin kafası karıştırılmaya çalışılıyor.
Sağduyulu
halkımızın bu fitne gayretlerine itibar etmemelerini, devletinin, hükümetinin
yanındaki bu kararlı güçlü duruşlarını korumalarını istiyoruz.
Bazıları da sosyal mecra üzerinden yaptıkları paylaşımlarda
ve ortamlarda ‘Benim askerim canım kanım
Mehmetçiğim’ şeklinde sahte ağlamaklı paylaşım ve söylemlerde bulunuyorlar. Bazıları da hem
endişeli, kaygıları ve korkuları olduğundan dem vurup birde utanmadan ‘Benim huzurumu, refahımı can güvenliğim
kim sağlayacak’ diye serzeniş içerisindeler.
Oysa El-Bab
birçok açıdan önemli. El Bab, Türkiye’nin desteklediği Özgür Suriye Ordusu’nun
eline geçerse, IŞİD Suriye’nin doğusuna sıkışmış bir örgüt konumuna düşecek, YPG
içinse Afrin’le birleşerek Kuzey Suriye’de toprak bütünlüğüne sahip devletimsi
bir yapı kurma hayallerinin sonu olacak.
Yangın komşu dairede ise,
balkondan müdahale şart olur!
Yangının yan
binayı sarmasını bilmesine rağmen ‘bize
ne diye’ umursamayanlara sormak lazım, evinizin bitişik binasında yangının
kıvılcımlarının kendi binalarına sıçramasına rağmen; ‘Benim ne işim var yangın
yerinde’ deyip evlerinde dizi film izlemeye mi devam ederler?
Bilmiyorlar
mı ki; önlem alınmazsa, yan binada ki yangın büyüyünce kendi evlerine sirayet
edecek. Hem DAEŞ midir, DEAŞ’ mıdır, İslam dininin güzel ismini sözüm ona
kurduğu devlet ismi ile kullanan gayri İslami bir hareketin sınırlarımıza komşu
toprakları ele geçirmesine göz mü yumulmalıydı?
İnadına muhalefet
etmeye gerek yok. Elbette Türkiye’yi koruyup kollarken maddi ve manevi
zayiatlar olmaktadır. Maalesef şehitlerimiz oluyor. Gencecik fidanlar toprak
oluyor, onlarca aile parçalanıyor, çoluk çocuk yetim kalıyor. Bunlar savaşın
ruhunda var olan gerçekler.
Zira ülke savunmasında şehitlerimiz olmasın denilirse,
Çanakkale’de 250 bin şehit vermememiz gerekirdi!
Zaman birlik olma zamanı
Biz KOBİDER
olarak; Devletimizin, Cumhurbaşkanıyla hükümetiyle ordusuyla hepsinden önemlisi
milletiyle dimdik ayakta olduğunun bilincindeyiz. Ayrıca siyasi iradenin,
güvenlik güçlerimizin üstün gayretleri neticesinde vatan topraklarının her
karışında, her kurumunda duruma hakim olduğunu görüyoruz ve destekliyoruz.
Dış güçlerin
desteklemesiyle 30 yıldan beri ülkeye zarar veren hainler yetmezmiş gibi yine
Amerikan maşası din baronunun yaptığı alçaklıklar ortada. İç düşmanların yanı
sıra İŞİD ya da DEAŞ denen İslam düşmanı kahpeler dört yanımızı sarmışken, sen
ben davası yerine ÜLKE davası ön plana alınmalı.
Bu savaşa
vatansever, hamiyetperver, dindar, milliyetçi ve cumhuriyetçi ve ülkesini ve
bayrağını seven herkesin müdahil olması gerekir. Sağ, sol, laik anti laik,
dindar, muhafazakâr, demeden ülke menfaati açısından birleşmesi gerekir. Devlet
Başkanının dünya görüşüne katılmayıp, yaptıklarını beğenmeyebilirsiniz ama
mesele Türkiye ise gerisi teferruat olmalı.
Her ülkenin
liderine ve başkanına sahip çıktığı kadar hatta fazlasıyla siyasi görüş ve
düşünceleri bir kenara bırakıp, T.C. diye haklı övündüğümüz bu köklü devletin
CUMHURBAŞKANI VE HÜKÜMETİ desteklenmeli!
İnterneti yavaşlatmak çözüm
mü?
Türkiye’de internet kesintisi günün en çok konuşulan konuları
arasında. Milyonlarca kullanıcı sosyal paylaşım sitelerinin erişiminde sorun
yaşıyor. Son zamanlarda yaşanan her olumsuz olayda internete ülke genelinde
erişim yasağı getiriliyor. Ancak tedbir amaçlı olduğu belirtilen interneti
yavaşlatma uygulaması demokratik Türkiye’ye yakışmıyor!
Artık halkımız kimin ne olduğunu, hangi amaçlara hizmet
ettiklerinin farkındadır. Devletine ve milletine bağlı insanlarımız iyiyi ve
kötüyü ayırabilecek düzeyde olduğuna göre; İnterneti kısıtlamak ile kurunun
yanında yaşta yakılmamalı!