KOBİDER/ÖZGENÇ: Otomotivde fahiş ÖTV
sermaye ve emeğe haksızlıktır!
Küçük ve Orta Büyüklükteki
İşletmeler Derneği (KOBİDER) Genel Başkanı Nurettin Özgenç, Otomobillere
uygulanan özel tüketim vergisine düzenleme getirildi. Motorlu taşıtların ÖTV
oranlarını yeniden belirlemeye yönelik, Bakanlar Kuruluna yetki verilmesi,
alacakların yapılandırılmasında başvuru süresinin uzatılması düzenlemelerini de
içeren tasarı TBMM'de kabul edildi.
Kamu Mali Yönetimi ve Kontrol
Kanunu’nda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Tasarısı Genel Kurul’da kabul
edilerek yasalaştı. Eski tabloda fiyatı ne olursa olsun, aynı motor hacmine
sahip iki binek otomobile aynı oranda ÖTV uygulaması yapılırken yeni düzenleme
ile otomobil dünyasında ülkemiz için yeni bir döneme girmiş ve farklı vergi
oranlarını görmüş olacağız.
Lüks konut ve
mücevherden ÖTV almayıp, taşıt aracından alınması hakkaniyet değil
Özel
Tüketim Vergisi (ÖTV), belirli mal veya ürünler üzerinden maktu veya oransal
olarak alınan bir harcama vergisidir. Bu verginin uygulanmasındaki amaç, gelir
elde etmekten ziyade sosyal fayda sağlamaktır. Bu nedende ÖTV, lüks (mücevher,
kürk vb.), sağlığa zararlı (alkol, sigara vb.), çevreye zararlı (benzin vb.)
mallara uygulanır diye tanımlanan lüks tüketim vergisidir. Ancak günümüzde lüks
tüketim olmasına rağmen bazı mallara ÖTV uygulanmamaktadır. Mesela lüks tüketim
maddesi olan değerli ve yarı değerli taşlara uygulanan ÖTV kaldırılarak sadece %18
KDV’ye tabi tutuldu. Bir diğer önemli husus ise milyon dolarlar karşılığı
satılan rezidans dairelere ve konutlara ÖTV uygulanmamaktadır. Devletin lüks
anlayışı sadece otomotiv üzerine midir?
Bu bağlamda lüks tüketim
maddesi olan 18 ayar 4,84 gram ağırlığında VS2
kalitesinde 2.00 karatlık tek taş 56.500,00 TL’lik yüzükten %18 KDV alınırken, lüks
konutlar gurubunda olan ve piyasa değeri 700-800 bin TL ile satılan 150 m2
altındaki lüks konuttan ise sadece %1 KDV alınıyor
ama aynı fiyatlarda satılan bir araçtan ise üç misli vergi alınmaktadır. Konut
ihtiyaçta otomobil ihtiyaç değil midir? Bu durum hakkaniyete aykırıdır ve çok büyük
haksızlıktır.
Türkiye'de
binek aracın vergisi fiyatının katbekat üstünde!
Cari açık yarasına en iyi
merhem olarak görülen ve ülke bütçesine en büyük katkıyı sağlayan kalemlerden
olan otomobil vergileri Türkiye’de %18 KDV + ÖTV olarak tanımlı. Devlet
otomotivden fahiş oranda vergi alırken ultra lüks konutları muaf tutması
anlaşılır gibi değil. Lüks araçlarda ÖTV artarken milyon dolarlık
konutlar lüks sayılmıyor mu? Elbette mali imkânı olan yalı, köşk,
villa, malikane, konak ve rezidans dairede de oturur, buna bir diyeceğimiz
yoktur.
Ancak
biz KOBİDER olarak üzerinde durduğumuz konu ÖTV üzerinden yüzde 200’e yakın
gelir elde edilmesi ve lüks olmasına rağmen 1 milyon TL tutarlarında satılan
konutlardan vergi alınmayıp onların onda biri kadar ücretle satılan araçlardan
fahiş oranda ÖTV+KDV adı altında vergi alınmasınadır. Örneğin;
binek taşıtı olarak kullanılacak olan 1600 motor vergiler hariç liste fiyatı 92.285
TL olan ithal bir araç ÖTV+KDV eklendiğinde 159.000 TL’ye yükselmektedir.
Türkiye en yüksek taşıt vergisi uygulamasına sahip ülkeler arasında ilk
sıralarda yer alıyor. Araçların anahtar teslim fiyatları, fabrika çıkış fiyatı
üzerine eklenen vergiler sonucu fiyatını ikiye, üçe katlıyor. Bu da demek oluyor ki sıfır bir araca
uygulanan tüm vergiler bir araya getirildiğinde, aracın asıl fiyatından neredeyse
3 katı kadar bir rakam ortaya çıkıyor.
Otomobil
fiyatının neredeyse 3 katı vergi ödeniyor
Yapılan vergi düzenlemesinde 2 litre üstü motor hacmine sahip
araçlarda da fiyat sınırı olarak 200 bin TL belirlenmiş. 200 bin TL ve
altındaki otomobillerin ÖTV’si yüzde 145’te kalırken, 200 bin TL’nin üstü
araçlarda yüzde 168 olarak belirlendi. Dahası 2000 motor üstü vergiler
hariç liste fiyatı 227.390 TL olan
ithal bir araç ÖTV+KDV eklendiğinde 661.000 TL’ye çıkmaktadır. Aracın neredeyse
3 katı değerinde vatandaşa satılması ticaret anlayışına göre
ters bir durum teşkil etmektedir.
Sermaye ve emekten 3 katı fazla kazanmak nasıl
bir anlayıştır?
Otomobil
firmasının büyük sermayeler ile kurduğu otomobil fabrikasında mühendislerinin
çizdiği, tasarımcısının tasarladığı binlerce kişilik işçinin istihdamı sonucu
üretip montajını yaptığı otomobile kâr marjını ekleyerek 227.390 TL’ye satışa
sunduğu arabadan belki de 30-40 bin TL kazanırken devlet sadece alt yapı
hizmeti ile yani yol sağladığı için yaklaşık 430.000 TL vergi alıyor.
Ticarette bu kadar büyük
oranda kârlar edilmediğine göre devlet vergi yoluyla sermayenin, düşüncenin ve
emeğin meydana getirdiği bir mamulden üç misli vergi alınmaktadır. Bu durumun
sermayeye ve emeğe haksızlık olduğu kanaatindeyiz. Dolayısıyla uygulanan vergilendirme ile araç fiyatının 3 katı
kadar vergi alınması hakkaniyetle uyuşmamaktadır. Doğruyu bulmaktan ve bu
yanlıştan dönülmelidir. Zira Türkiye demokratik, sosyal, hukuk devletidir. Esas
olan eşitlik ilkesine ve hakkaniyete uygun davranmaktır.