KOBİDER: Seçmen istikrarı tercih etmeli
KOBİDER: Seçmen istikrardan yana oy
vermeli
KOBİDER: Esnaf ve KOBİ'ler istikrar
diyecek
Küçük ve Orta Büyüklükteki
İşletmeler Derneği (KOBİDER) Genel Başkanı Nurettin Özgenç, Türkiye 1 gün sonra
sandığa gidiyor. Halkın ekseri çoğunluğunun ortak kanaati bu seçimin çok
önemli, hatta hayati olduğu. Bütün partiler ve hatta ülkenin seçilmiş
Cumhurbaşkanı Erdoğan halkı seçimlere katılmaya davet ediyor. Kuvvetle muhtemeldir
ki, seçimlere ciddi bir katılım olacak, olmalıda.
Zira 5 ay önce yapılan
seçimlerde hiç bir parti tek başına iktidar olamadı, koalisyon da kurulamadı,
yaşanılan durum ortada.. 7 Haziran seçimlerinde şer cephelerince yapılan
kirli ittifaklar ile ülkenin geldiği
durum ortada... Yüzlerce asker ve polis şehit edildi, ülke ekonomisine de
milyarlarca lira zarar verildi. Bu durumun müsebbiplerinin kim veya kimler olduğu aşağı yukarı belli.
Ayrıca alnı secde eden
kendini mümin olarak tanımlayanlar, teröristlerin siyasi uzantısına Oy
veriyorsa imanlarından şüphe etmek lazım. Bir diğer önemli hususta aynı teşkilatta,
aynı üniforma altında olanların, asker
ve polis lojmanlarında oturanların arkadaşlarını şehit edenlerin siyasi
uzantısına oy vermelerinin asla izahı yoktur. Böyle bir şey olabilir mi? Bunun
adına ne denildiği sözlüklerde bellidir.
Türkiye, vatanını sevenlerin
ülkesidir.
Bunları bir daha yaşamamak
için saflar şimdiden belli edilmeli. Namuslularda namussuzlar kadar cesur
olmalı. 1 Kasım seçimlerinde particilik yapılmamalı anketlerde hangi parti
öndeyse istikrar ve ülke kazanımları için orada birleşilmeli. 1 Kasım genel
seçimlerde esnaf ve KOBİ'ler istikrardan yana oyunu kullanacaktır.
Çünkü istikrarsızlıktan ötürü kazanan yok ama kaybeden kesinlikle halk
oldu. Ülke ekonomisine vurulan darbe, doğal olarak vergi ve zam olarak
vatandaşlara yansıyacaktır. Terör nedeniyle 30 yıldır gelişemeyen, çözüm
süreciyle birlikte halkın iş ve huzura kavuştuğu Doğu ve Güneydoğu Anadolu’da
baraj inşaatları ve yatırımlar tüm hızıyla devam ediyor. Ancak terör örgütü,
bölgenin gelişmesine büyük katkı sağlayacak bu yatırımlara saldırarak halkın
hem canını hem işini hedef alıyor.
Bölgenin kalkınması ve
yoksulluğun ortadan kalkması için çözüm süreci kapsamında baraj, yol su
yatırımları gibi önemli adımlar atıldı. Bir yandan bu adımlar atılırken diğer
yandan baraj, yol ve köprülerin yapımına karşı çıkmanın altında yatan gerçek
amaç başka..
Bu sebeple 1 Kasım seçimleri
şu parti veya bu parti seçimi değil, bizatihi
Türkiye nin kazanımları öncelikli olmalıdır. Hangi partiye mensup olunursa
olunsun, vatanını seven, milliyetçi ve muhafazakar kesimler bu seçimde safını
belirlemeli. Çünkü bu işin sağcısı ve solcusu yok, Türkiye var.
Halk seçtiği Cumhurbaşkanına da sahip
çıkmalı
Bazı kesimlerde Tayyip
Erdoğan nefreti ülke sorunlarının önüne geçmiş! Din baronları, vatan
hainleri ile bazı Laik ve Kemalist yobazlar, Atatürkçülükten rant sağlayanlar
ve soldan çarklı bazı baroların üyeleri tarafından ülkenin Cumhurbaşkanına hele
hele adaletin dağıtıldığı adliyelerde ulu
orta hakaret ediliyor. Buna benzer durumlarda ülke vatandaşları olarak; cumhurbaşkanına
yapılan terbiyesizliğe asla müsade etmemeliyiz,edilmemeli de..
Yediği ekmeğe, gördüğü
iyiliklere hıyanette bulunan hain ve kahpelerin Cumhurbaşkanı Erdoğan
karşıtlığında el ele kol kola olması ise tıynetlerinin gereğidir.
Çünkü diğeri de suç işlemiştir. Dolaysıyla berikinin terörüne ses çıkarmaz,
destekler, anlayışla karşılar. Suç ortağı oldukları için kahpeleri ve vatan
hainlerini desteklemek tıynetlerinin gereğidir. Onlar isteseler de mazlumdan,
adaletten, haktan yana olamazlar.
Ancak onların dostlukları
sabun köpüğü, zemheri güneşi, demir posası gibidir. Bir değeri yoktur. Onların
dostlukları çıkarları zedelendiği için sırf Tayyip Erdoğan karşıtlığıdır.
Alçak ve hıyanette
bulunanlar asla kazanamazlar, kazanamayacaklar da... Kendini bilmez bir takım mihrakların
Türkiye Cumhuriyetinin Cumhurbaşkanına alenen hakaret etmelerine kesinlikle
müsade edilmemeli.
Sevilir veya sevilmez ama "Türkiye Cumhurbaşkanı"
titri taşıyan birine dolaylı veya dolaysız hakaret edilemez. Bende şahsen eski
Cumhurbaşkanlarından Ahmet Necdet Sezer'i hiç sevmezdim hatta nefret ederdim
ama ülkenin siyasi lideri olduğundan dolayı kabullenmek durumundaydım..
Sonuç itibari ile,Türkiye, vatanını
sevenlerin ülkesidir bu nedenle seçmen yine istikrardan yana oy kullanmalı.
İstikrarı da günümüzde hangi parti temsil ediyorsa doğal olarak orada buluşulmalı.
Tartışmalı durum da olsa seçmen ülkesini düşünerek bu tercihinden vazgeçmemeli.
Dolayısıyla inadına değil imdadına istikrar
denilmeli.