KOBİDER’den Ayasofya
İçin Cumhurbaşkanına Ve Hükümete Çağrı
Biz KOBİDER olarak, Ayasofya için Cumhurbaşkanı R.Tayyip
Erdoğan’a ve 62. Hükümetin Başbakanı Ahmet Davutoğlu’na çağrıda bulunuyor ve diyoruz
ki; Fethin 562. Yılında Ayasofya’yı açmaya var mısınız?
Çağ açıp çağ kapayan Fatih Sultan Mehmed’in fetih hakkı
olarak mülkiyetini alıp vakfederek camiye çevirdiği Ayasofya ibadete açılmalı.
Küçük ve Orta
Büyüklükteki İşletmeler Derneği (KOBİDER) Genel Başkanı Nurettin Özgenç,
İstanbul’un fethinin 562. yıldönümü olan 29 Mayıs’ta fethin sembolü olan
Ayasofya, vakfiyesine uygun olarak tekrar camiye dönüştürülerek ibadete
açılmalı.
Ayasofya cami, bugüne
kadar aslında hiç olmadığı şekliyle maalesef müze haline getirilmiştir. Camiler
Allah’a ibadet edilen yerlerdir, hiçbir kanun ve kanun koyucular onu asıl
maksadından farklı bir şeklide kullanılmasına müsade edemez. Bir kez daha
söylüyoruz, İstanbul’u fetheden, vakfiyesini kuran, ’ilelebet açık olacak’ diyen Fatih Sultan Mehmed’in yüzüne bakar
hale gelebilmek için vakfiyesinin amacına uygun hale getirilmesi gerekir.
Kaldı ki; 29 Mayıs
1453 tarihi, bizim açımızdan karanlık bir devrin batışı yepyeni ve aydınlık bir
devrin müjdecisidir. Fatih Sultan Mehmet Han, o gün İslâm’ın engin hoşgörüsünü
tüm dünyaya gösterdi. O gün fetih hakkı ve sembolü olarak Ayasofya’yı camiye
döndürdüğünü ilan ederek ilk Cuma namazını da orada eda etti. Dolayısıyla
Ayasofya bir mabetten daha çok şey ifade eder bizler için. O, fethin manevî
şiarıdır. Fetihten 1934’e kadar, Müslümanlara hizmet etti bu sembol yapı.
Ayasofya’ya abdest ile girilmeli bilet ile
değil
Ayasofya cami olarak
ibadete açılmalıdır. Zira tarihi yapı
kâr amaçlı kullanılamaz. Devlet ne
harpte ne de sulh zamanında, sebepsiz yere hususî mülkiyete yani şahıs malına
ve vakıflara el koyamaz. Hatta vakıfların kuruluş şartlarını değiştiremez.
Bir mabet olmaktan öte
derin anlamlar içeren Ayasofya’yı tekrar cami hâline dönüştürmedikçe bu kadim
şehrin Fatihi, Sultan Mehmet Han’ın bedduasına mazhar olmaktan kendimizi
kurtaramayız. Bu büyük bir vebaldir aynı zamanda. Bu vebalden kurtulmak için
yetkililer daha ne bekliyor?
Cennetmekan Fatih
Sultan Mehmed Han’ı kabrinde huzura erdirmek için vakfiyesinin gereği yerine
getirilmeli. Ülkemizde azınlık vakıflarının haklarının iade edildiği bir
dönemde başta İstanbul olmak üzere onlarca şehrimizi bizlere vatan toprağı
yapan Fatih Sultan Mehmet Han’ın
hakkının iadesini sağlamamak İstanbul’un fethi ile bir çağı kapayıp yeni bir
çağı açan cihan padişahına yapılacak en büyük haksızlıktır.
Türkiye’nin bağımsızlığı adına Ayasofya müze
olarak kalmamalı
Hükümet tarafından
çıkarılan Kanun Hükmünde Kararname’yle yıllar önce el konulan veya Hazine adına
tescil edilen mal varlıklarının asli sahiplerine iadesinin yolu açıldı. Geçmişte
haksız ve hukuksuz olarak el konulan
azınlıklara ait vakıf mallarının tespit edilerek geri verilmesine karar
verildi. Bu bağlamda son on yılda ülkemizde pek çok tabu yıkıldı. Bir zamanlar birilerinin
kırmızı çizgi olarak gördüğü şeyler dokunulmaz olmaktan çıktı. Nice olmazlar
oldu. Birçok hassas konuda açılımlar yapıldı. Hükümet, Vakıflar Kanunu’na
geçici bir madde ekledi ve cemaat ve azınlık vakıflarının çeşitli sebeplerle el
konulan mallarının iadesini sağladı.
Örneğin; Akdamar Kilisesi,
Sümela Manastırı senenin belli zamanlarında ayinlere açıldı. Aynı şekilde
Mersin Tarsus St. Paul Kilisesi, İzmir Meryemana Kilisesi, Antakya St. Pierre
Kilisesi, Antalya St. Nikola Kilisesi, Edirne’deki Bulgar Ortodoks Sveti Georgi
Kilisesi ve diğerleri izledi. Hatta Osmanlı’nın ilk başkenti, serhat şehri
Edirne’de Avrupa’nın en büyük 3’ncü sinagogu
restorasyonu tamamlanarak 46 yıl sonra yeniden ibadete açıldı.
Kilise açılımı barış
ve hoşgörü adına yapıldı. Hıristiyanlara ve Musevilere gösterilen hoşgörü Müslümanlardan
esirgenmemeli ve bir an önce Ayasofya Camii tekrar eski hüviyetine
kavuşturmalı. Azınlık vakıflarının mallarının iadesi kararı yönünde atılan adım
tarihi adımdır, ümit ederiz ki Ayasofya
içinde örnek olur.
Dünya siyasi konjonktürü değişti
Ayasofya yeniden
ibadete açılmadığı müddetçe de, bizim bağımsızlık mücadelemiz henüz hedefine
ulaşmamış olduğunu göstermiş olur. Fethin nişanesi olan Ayasofya’nın müze
kalması yanlışta ısrar olur. Dönemin koşulları gereği Ayasofya Camii müzeye
çevrilmiş olabilir. Aradan tam tamına 81 yıl geçti dünya siyasi konjonktürü
değişti. Keza o dönemin ülke için negatif olduğu dünya siyasi konjonktürü ile
bugünün dünya konjonktürünün çok değiştiğinin farkına varmalıyız artık. Nitekim
bağımsızlığı şiar edinen "Özgürlük
ve bağımsızlık benim karakterimdir" diyen Gazi Mustafa Kemal yaşasaydı
Ayasofya’yı aslına dönüştürerek camiye çevirirdi.
Ayasofya için Ak parti hükümetinden duyarlılık
bekliyoruz
Ayasofya 1934
yılında kanun hükmünde kararname ile müzeye çevrilmiştir ve aynı şekilde
günümüzde de hükümet kararnamesi ile tekrar cami olarak açılabilir. Mecliste
grubu bulunan siyasi partiler de sorumluluktan kaçmamalı ve elini taşın altına
koymalı.
Kurtuba Camii Kilise oluyor da, Ayasofya neden
cami olmuyor?
Kurtuba Camii
İspanya’nın Cordoba şehrinde sonradan kiliseye çevrilmiş olan camidir. Katolik
İspanyollar’ın şehri yeniden ele geçirmesinden sonra Kurtuba Camisi kiliseye
çevrilmiş ve günümüzde hala katedral olarak kullanılmaktadır. Ayasofya için “ ortak mirastır müze olarak kalmalı” diyenlere hatırlatmak isteriz
ki; İspanya’da bizdeki gibi müze hayranları yok mudur? İspanyollar Kurtuba’yı
müze yapmadığına göre biz hangi devlet veya milletin hatırına veya keyfine
Sultan Fatih’in vakfettiği ecdat yadigarı eseri hala müze olarak tutmaya devam
ediyoruz?
Bazıları ’tarihi
yarımada’ olarak nitelendirilen o bölgede onlarca cami olduğundan bahsetmeleri lâf-ı güzaftır. Zira Ayasofya bir semboldür
Müslümanlar için. Ayasofya’nın tekrar camiye dönüştürülmesi, sıradan bir kilisenin camiye tevdi edilmesi
kadar basit değildir. Ayasofya, Sultan Fatih’in bir fetih hatırasıdır. Bizlere
bıraktığı kutlu bir emanettir.
Ayasofya mabettir, bu yanlışa artık son
verilmeli
Fethin sembolü ve
cami statüsünde iken yapılan değişiklik
ile Ayasofya’nın müze olarak kullanılması en hafif tabirle vakfiye sahibine
saygısızlıktır. Zamanın zor şartları gereği Ayasofya camii müzeye çevrilmiş
olabilir. Yapılacak kanuni düzenlemeyle Ayasofya’nın camiye dönüştürülmesine
iktidar ve muhalefet partilerinin ekseri çoğunluğunun kabul edeceğine
inanıyoruz.
Biz kendi ülkemizde
yüzyıllarca cami olarak vazife gören bir mekânın aslî hüviyetine
kavuşturulmasını istiyoruz. Ayasofya için de bir açılım yapmanın zamanı geldi
diye düşünüyoruz. Hatta bu hususta geç bile kalındığını düşünüyoruz.
Hatırlatmak isteriz ki; bu yıl, İstanbul’un fetih tarihi
olan 29 Mayıs Cuma gününe denk geliyor. Bu güzel günde, fethin sene-i
devriyesinde halıkımıza çifte bayram yaşatabilmek için Ayasofya’yı camiye
çevirmeye var mısınız?