KOBİDER; Esnaf ve KOBİ’lerin hali ne olacak?
Küçük ve Orta Büyüklükteki
İşletmeler Derneği (KOBİDER) Genel Başkanı Nurettin Özgenç, ticarî faaliyetini
iç piyasada sürdüren işletmeler ve küçük esnaf; son dönemlerde işlerinin
durgunluğundan yakınıyor. Esnaf kesimi ticarî gelirlerinin düşmesi yanında,
faaliyet dışı gelirlerinin de azalmasıyla, mevcut masrafları karşılamada
zorlanıyor. Bu nedenle cirosunu artırmanın yollarını arıyor. Çoğu işyeri, kredi
kartı ile peşin fiyatına 9 taksit uygulayarak satışlarını artırmaya çalışıyorsa
da umduğunu bulamıyor.
Hükümet, iç piyasayı
canlandırmak amacı ile çalışanların maaşlarına iyileştirme yapsa da bu yeterli
olmadı. Ayrıca emeklilerin maaşlarına enflasyon oranında zam yaptı. Ancak, bu
girişimler de piyasaların canlanmasına yetmedi,yetmiyorda. Halkın büyük bir
bölümünün birikimleri azaldığı gibi, alım gücü de düştü. Bu nedenle zorunlu
ihtiyaçları dışında harcama yapamadığından, iç piyasada beklenen hareketlenme
maalesef olmuyor.
Bir zamanlar ’esnaf’ dendiği zaman, bir başka
bakılırdı esnafa çünkü ’esnaf’
deyince, maddi durumu mümkün mertebe iyi , sürekli para ile haşır- neşir olan
bir kesim akla gelirdi. Şimdi ise esnaf deyince borç içinde yüzen, dükkanının
ve evinin masraflarını karşılayamayan,
ticari itibarı zayıf, zar zor geçinen bir kesim gelmektedir. Günümüzde Tabir yerinde ise esnaf ve
KOBİ’ler işsizlikten, sıcak paranın
olmamasından ve geçim sıkıntısından adeta kan ağlamaktadır.
Ekonomik krizin en çok
vurduğu meslek gruplarının başında gelen küçük ve orta ölçekli işletmeler,
artık işlerini yürütmekte zorluk çeker hale geldiklerinden çıkış yolu
aramaktadırlar. Böyle giderse esnaf gerçektende perişan olacak. Dev Marketlerin
ard arda açıldığı ve yoğun bir şekilde faaliyet gösterdiği ülkemizde ’küçük esnaf’ diye tabir ettiğimiz
kesim birer birer kepenk indirecektir.
Enflasyon vardı ama iş’te vardı
Eskiden tüketiciler mal ve
hizmetlere sık yapılan zamları kanıksadığından, birikimlerinin çoğunu mala
yatırmayı tercih ediyordu. Hatta zorunlu ihtiyacı dışındaki malları taksit
seçeneğinden yararlanarak alıyordu. Ayrıca, mal pazarlayanlar tüketiciyi zam
silahı ile korkutup daha kolay satış yapabiliyordu. O dönemde hangi sektörde
daha çok hareket varsa; ticari işletmeler, konunun yabancısı olsa da, o sektöre
yöneliyordu. Kuyumcu mağazaları, döviz büfeleri; birikimini yüksek enflasyondan
korumak için altın ve döviz alan müşterilerle dolup taşıyordu. Hemen hemen her yerde
yeni yeni işyerleri açılıyordu. Ticarette hareketliliğe rağmen, kazançlardaki
bereket enflasyona yenik düşüyordu ama
iç tüketimin canlılığından, sektörlerdeki işyeri enflasyonu fark
edilemiyordu.
Türkiye de son yıllarda
düşen enflasyonla birlikte ticarette de daralma sürecine girildi. Halk
enflasyonun düşmekte olduğuna inanıyor görünse de, yüksek enflasyon dönemindeki
kadar tüketmiyor. O dönemde alışveriş sepetini tepeleme dolduran halk, bugün
ihtiyacı kadar almayı tercih ediyor. Üretim artışı yanında, tüketimdeki azalma
fiyat artışlarını önlüyor. Ayrıca, hükümetin zam yerine (birkaç mal ve hizmete
son yapılan zamlar hariç), indirim yapması, enflasyonun istenilen hedeflere
doğru gerilemesinde etkili oluyor. Özel sektör; girdi maliyetleri yüksek
olmasına rağmen, kâr marjını düşürerek ürettiği mal ve hizmetlere zam yapmamaya
çalışıyor.
Kobisel dönüşüm şart
Günümüzde değişime ayak
uydurabilen ticari işletmeler varlığını sürdürebilecek olsa da, uyduramayanlar,
yeni çözüm yolları bulmak zorunda kalacaktır. Bu çerçevede, işyerini kapatarak
aynı malı işportada her türlü vergiden muaf mal satan esnaf, kendine göre bu
sorunu çözmüş görünüyor. Ama bu, kalıcı bir çözüm değil.
Dev alış veriş
merkezlerinin kentlerin merkezlerinde açılmasıyla süper marketlerin cazibe
haline gelmesi zaten güç şartlar altında ticaret yapan küçük esnafın belini
iyice büktü. Zira esnafın herkesle duygusal bir yaklaşımı var. Türkiye’de
neredeyse her 6 aileden birinde esnaf var. Peki, buna rağmen niye eski
etkinliğinde, gücünde ve rekabetçi konumunda değil?
İşsizliğin yüksek olduğu
dönemlerde en hızlı ve en pratik bir biçimde , istihdam sağlayan esnaf ve
KOBİ’lerin içinde bulunduğu durum gerçekten içler acısıdır. Zaten ekmeğini
büyük market zincirlerine ve her yerde mantar gibi biten AVM’lere kaptıran
küçük esnaf çeki senedi dönmesin diye, son bir umutla kapısını çaldığı
bankaların uyguladığı ağır faiz maliyeti yüzünden ya hacizle karşı karşıya
kalmış yada cezalı duruma düştüğü için bir daha çek veya senet kullanamaz
duruma gelmiştir.
Diğer ülkelerde titizlikle
kent merkezlerinin dışında tutulan bu büyük alışveriş merkezleri ülkemizin
belli başlı metropollerde mahalle aralarına kadar girmiştir. Esnaf ve
sanatkârlarımız bu alışveriş merkezlerine karşı geçim mücadelesini kaybetmiş
teker teker işyerlerini kapatmış, ya da çok ağır borç yükü altına girmiştir. Bu
durumun yarattığı psikolojik baskı sonucunda ya intiharlar ya da cinnet
sayıları hızla artmıştır. Ülke olarak bunu görmemezlikten gelmemiz mümkün
değildir.
7 Haziran’dan sonra kurulacak
yeni hükümetten KOBİ’ler adına beklentilerimiz “KOBİ’ler nasıl büyür”, “büyük şirketlerle nasıl ortaklılar kurar”
meselesini gündemine almalı. Türkiye KOBİ’lerini kalkındırması için Çin
örneğini esas almalı. Günümüzde Çin dünyanın ilk 10 ekonomisi içinde yer
almışsa bunda kobilerin büyük önemi olduğu açık. Bu bağlamda Amerika’yı yeniden
keşfetmeye gerek yok, KOBİ’lerin büyümesinde ve pazar bulmasında Çin örneğine
bakılmalı.
Yeni kurulacak hükümetten
ilk iş olarak İstanbul’un çehresini değiştiren ’Kentsel Dönüşüm’ gibi çok dağınık bir yapıya sahip olan kobiler
içinde biz KOBİDER olarak önerdiğimiz ve her platformda savunduğumuz ’KOBİSEL DÖNÜŞÜM’ yapılmalı. Esnaflığın
bir standardı olmalı her isteyen istediği yere dükkan açamamalı. Türkiye’de
birçok şeyin standardı varken dükkan açmanın da bir kuralı kaidesi olmalı.
Ayrıca esnaf kuruluşu
olmalarına rağmen üyelerinin sorunlarına yeterince fayda sağlayamayan esnaf ve
sanatkar kefalet birliklerini aradan kaldırıp, esnafların halk bankasından
direk kredi alabilmelerinin sağlanması lazım. Bu konularda adım atmasını
bekliyoruz.
Şimdiye kadar, esnaf ve
sanatkârlar, KOBİ Yatırımlarında devlet yardımları uygulamalarından yok denecek
derecede az faydalanmıştır. KOBİ destekleri acilen iyileştirilmeli zor durumda
olan esnaf ve sanatkâra nefes aldırılmalı,
kapanmak üzere olan işyerleri kurtarılmalıdır.