KOBİDER/ÖZGENÇ:
28 Şubatın 5’li çetesi de yargılanmalı
KOBİDER/ÖZGENÇ: Darbeci STK'lar demokrasiye hoşgeldiniz!
KOBİDER/ÖZGENÇ:
28 Şubatın 5’li çetesi de yargılanmadan olmaz
KOBİDER/ÖZGENÇ:
28 Şubatın 5’li çetesi neden
yargılanmadı?
Küçük ve Orta Büyüklükteki İşletmeler
Derneği (KOBİDER) Genel Başkanı Nurettin Özgenç, 28 Şubat davası, 28 Şubat
sürecinde "Türkiye Cumhuriyeti
Hükümetini cebren devirmeye, düşürmeye iştirak" le suçlanan yüzü aşkın
sanık hakkında açılan davadır. Ancak asker ve sivil ayağı yargılandı ama
nedense bunun STK ayağına dokunulmadı.
28 Şubat’ın en etkili aktörlerinden 5’li
çete olarak nitelendirilen TOBB,
Türk-İş, TİSK, DİSK ve TESK’in davada yer almaması düşündürücüdür. Nitekim
Askeri kışkırtan oda ve sendikalar da hesap vermeli. Günümüzde 28 Şubat
davasından dolayı askerler yargılanırken bunun sivil ayağının sorgulanıp
yargılanmaması haksızlık olur. Şayet yargılamanın sivil kanada uzanmaması
halinde askere haksızlık edilmiş olacaktır. Zira bunun adı "yardım ve yataklık" olduğuna göre;
bu suça karışanlar bundan ayrı tutulmamalı..!"
Sivil-asker failleri, iştirakçileri,
destekçileri belli olan darbenin, yıllar sonra da olsa soruşturulabiliyor
olması demokrasinin selameti açısından önemli bir gelişmedir. Ancak sadece
asker sanıklar hakkında dava açılması, darbe suçuna iştirak eden 5’li çete,
medya, siyaset, finans ayaklarına hala dokunulmaması zihinlerde korunuyorlar mı
endişelerimizi haklı kılıyor. Zira bazı sanıklar yargılandı bazıları tutuklandı
azda olsa bir bedel ödediler ya darbe iştirakçisi sivil unsurlar ne olacak?
28 Şubatın 5’li çetesi
neden yargılanmadı?
28 Şubat Darbesi’nde sorumlular sadece
askerler olmadığına göre darbe iştirakçisi sivil unsurlar da mutlaka yargı
önüne çıkarılmalı ve hesap vermeli.
Biz KOBİDER olarak dün olduğu gibi bundan
sonra da her türlü antidemokratik yaklaşımlara karşı her zaman karşı duracağız.
Halkın tercihi, bazılarının tercihine yem edilmesine asla göz yummayacağız.
Keza Sivil Toplum Kuruluşları'nın (STK)
her tehdidi göze alıp demokrasiyi ve milli iradeyi namus meselesi olarak
addederek, darbelere karşı tavır koyduğu takdirde, bu ülkede hiç kimse darbeye
teşebbüs edemeyecektir.
Sivil siyasetin; halkın ve sivil toplum
kuruluşlarının desteğiyle ayakta kalması mümkündür. Bu nedenle başta STK'ların
amacına uygun hareket etmesi gerekir. Darbe girişimlerinin sivil hareketin
desteğiyle yapılır olması demokrasiye ihanettir. Maalesef geçmişte demokrasiye
ihanet içinde bulunan STK'lar böyle bir yanlışın içinde oldular.
Darbeci STK'lar
demokrasiye hoşgeldiniz!
Mesela 28 Şubat sürecinde; kendi
tabirleriyle '5'li çete' vardı:
Türkiye İşverenler
Sendikası Konfederasyonu (TİSK), Türkiye Esnaf ve Sanatkârlar Konfederasyonu
(TESK), Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği (TOBB), Türkiye İşçi Sendikaları
Konfederasyonu (Türk - İş) ve Devrimci İşçi Sendikaları Konfederasyonu (DİSK),
sivil siyasete karşı askeri kesimin yanında hareket ettikleri kamuoyunun
malumudur.
28 Şubat post modern darbesi STK'ların
aynı oluşumun içinde yer almasıyla mümkün olabilmiştir.
Ne enteresandır ki günümüzde de darbe
girişimleri , kamu kurumlarına yerleşmiş odakların işbirliği ile yapılıyor.
Halkın özgür oylarıyla seçtiği iradeyi alaşağı etmek için demokrasinin
vazgeçilmez unsurlarından olan STK'lar maalesef bu yapılanmanın içinde yer
almışlardır.
28 Şubat postmodern
Sefer görev emri almış ihtiyat birliği
gibi darbecilerin yanında saf tutan iş dünyasından beş ‘sivil’ toplum örgütü.
İki işçi sendikası, iki esnaf örgütü ve bir işveren sendikası. Beşli çete diye
anılan bu oluşumlar hala halktan resmi olarak özür dilememişlerdir. Bu durum
hala genlerinde darbecilik olduğunu göstermektedir. 28 Şubat sürecinin
başaktörleri arasındaki “5’li Çete”
nin günümüzdeki başkanları kuruluşlarını bu lekeden kurtarmalı. Beşli çete diye
nitelenen bu STK'lar darbeci olmadıklarını ve geçmişte yaşananların yanlış olduğuna
dair kamuoyuna deklarede bulunulmalı.
17/25 Aralık dostmodern
Ayrıca 28 Şubat sürecinde açıkça dönemin Başbakanı Necmettin Erbakan'a karşı
tavır alarak, 28 Şubat sürecinin 'demokratik'
olduğunu söyleyenler günümüzde antidemokratik bir yaklaşımla hükümete karşı
tezgah peşinde olduğu anlaşılmaktadır.
Bazı çevrelerin kendilerine bağlı
grupların çıkarlarını gözetmek için kamu kurumlarına yerleşmiş kesimlerin
işbirliği ile hükümete yönelik entrika çevirdikleri anlaşılıyor. 17/25 Aralık operasyonu ile siyasi
iradeyi hazmedemeyen kesimler türlü oyunlarla hükümeti zora sokacak
girişimlerde bulundukları görülüyor.
Biz KOBİDER olarak, halkın iradesine karşı
yapılmış olan her türlü müdahaleye karşıyız. Bunun adına ister postmodern denilsin
ister dost modern denilsin her ikisine de karşıyız.
Avrupa Birliği yolunda
hızlı ve kararlı adımlarla ilerleyen, dünyanın sayılı ülkelerinden biri olmaya
namzet ve 2023 yılında 500 milyar dolar olan ihracat hedefleyen Türkiye'nin milenyum
çağında 3. dünya ülkeleri gibi darbe ile anılması kadar kötü bir şey olamaz,
olmalıda.