KOBİDER/ÖZGENÇ: Hükümet KOBİ'lere verdiği
sözü tutmalı
KOBİDER/ÖZGENÇ: Esnaf ve KOBİ'lere verilen
söz yerine getirilmeli
Küçük ve Orta
Büyüklükteki İşletmeler Derneği (KOBİDER) Genel Başkanı Nurettin Özgenç,
Türkiye’de KOBİ tanımına giren kayıtlı 3,5 milyona yakın işletmenin olduğu
biliniyor. Bunların çoğu mikro ve küçük işletmelerden oluşuyor. Ancak KOBİ’lerin
kredilerden aldığı payın oranı geçmiş yıllara göre artış gösterse de hak etiği
düzeye çıkamamıştır.
Ekonomilerin
başarısı, sadece büyük firmanın varlığı ile ölçülmemeli. Ülke ekonomisinin
omurgasını oluşturan KOBİ'ler de hatırlanmalı. Keza KOBİ'ler hükümetin sunduğu
destek ve teşviklerden yeterince yararlanamıyor, mali destek ve teşvikler
genellikle büyük yatırımlara yönlendiriliyor.
Oysa rekabetçi
ekonomilerde diğerlerini, birbirinden ayıran esas unsurun KOBİ’ler olduğu
gerçeğinden ötürü KOBİ’lerin daha fazla güç kazanması sağlanmalı. Ekonominin
kalbi KOBİ’lerde attığına ve ekonominin omurgasını KOBİ’ler teşkil ettiğine
göre destekler bu doğrultuda artırılmalı.
IMF değil reel ekonomi desteklenmeli
Piyasaların
canlanması, ekonomideki sıkıntıların aşılması için tüketim yerine üretim
desteklenmeli. Üretimin artması ülkenin menfaatine olacağı için esnaf ve
KOBİ'ler daha fazla desteklenmeli. KOBİ'lerin maruz kaldıkları en önemli
problemlerin başında finansman sıkıntısının geldiği açık. KOBİ'lerimiz ve
girişimcilerimiz, ekonomik kalkınma için gereken finansmana artık çok daha
cazip şartlarla ulaşabilmeli.
Bazı
KOBİ'lerimiz çok iyi projeleri olmasına rağmen, elverişli finansman imkânlarına
ulaşamadıkları için projelerini hayata geçiremiyor. Gerekli büyüklüğe
ulaşamayan, teknoloji yatırımları yapamayan KOBİ'lerimiz, ekonomiye daha fazla
katkı verme imkânından mahrum kalabiliyor.
Dolayısıyla
Biz KOBİDER olarak KOBİ'lere yönelik 2008 yılı sonlarına doğru başlatılan sıfır
faizli can suyu kredisi desteği uygulamasının devam etmesini bekliyoruz. Zira 100 bin KOBİ için 2011 yılı Nisan
ayında açıklanacağı duyurulan 3-4 milyarlık liralık destek kredisinin şuana
kadar uygulamaya geçirilmemesini anlamış değiliz. Kaldı ki; 2009 ve 2010
yıllarında 100 bin KOBİ'ye 25 ve 30 bin liralık bir destek paketi
açıklandığını, bu desteklerin piyasalara olumlu yansıması olduğu ekonomik
çevrelerin malumudur.
KOBİ'lere 4 milyar liralık müjde
verilmişti
Hatırlanacağı
gibi dönemin Sanayi ve Ticaret Bakanı
tarafından 11 Kasım 2010 tarihinde KOBİ'lere yönelik 2011 yılı için 3-4
milyarlık bir rakama tekabül edecek yeni bir 100 bin KOBİ'lik kredi faiz
desteği paketi hazırlandığını ve 2011'in Nisan ayında bu paketin kamuoyuna
açıklanacağı duyurulmuştu. Bu açıklamaya istinaden KOBİ'ler KOSGEB'in veri
tabanına kayıt yapabilmek için gece gündüz demeden uğraş verdiler. Ancak aradan
4 yıla yakın bir geçmesine rağmen bu hususta her hangi bir gelişmenin olmadığı
görülüyor. Bu durum KOBİ'leri hayal kırıklığına uğratıp,ümitsizliğe sevk
etmektedir.
Zira, KOSGEB
çıkışlı kredi faiz desteği sunulmasının da piyasalarda hareketlilik sağladığı
bir gerçek. Bu gerçekten hareket ile
piyasa hareketlerinin olabilmesi için kredi desteklerinin kesintisiz sürmesi
lazım.
IMF'ye 5 milyar dolar verilebiliyorken KOBİ'lere bol vaat olmamalı
Türkiye'nin
Uluslararası Para Fonu'na (IMF) 23.5 milyarlık borcun olduğu bir dönemde
KOBİ'lere "Cansuyu" adı
altında kredi verilirken günümüzde IMF'ye borcun sıfırlandığı hatta Türkiye'nin
Fon'a 5 milyar dolar borç verilebileceği açıklanan bir dönemde esnaf ve KOBİ'lere
kredi verilmemesini manidar karşılıyoruz.
Gerçi ortada
IMF'ye verilmiş bir borç yok, sadece "ihtiyaç
duyulursa, 5 milyar dolar kredi verebilir" sözü var. Biz buna
kesinlikle karşı olmadığımız gibi borç alan bir Türkiye borç verebilir hale
gelmişse bundan KOBİ'ler olarak gurur duyarız. Lakin her zaman ve her yerde
ekonominin omurgasını oluşturduğu söylenen KOBİ'lere de verilen sözlerin yerine
getirilmesinin gerekli olduğuna inanıyoruz.
Türkiye son
yıllarda başarılı bir ekonomik performans yakalamış durumda. Ülkemiz ekonomisi
büyüyor ve bu büyüme yeni potansiyel fırsatlarla devam edeceğine inanıyoruz.
Dalayışıyla bunun sürekli ve sağlıklı olması için KOBİ’lere her geçen gün daha
fazla yatırım yapılması gerekiyor. Ekonomi politikalarının makro ekonomiye ve
özellikle yabancı sermayeye olumlu olarak yansıdığını ancak aynı büyümenin reel
sektörün gerçek temsilcileri olan KOBİ’lere aynı şekilde yansıdığını söylemek
zor. Bu bağlamda tavandaki olumlu gelişme tabana da yansımalı.
Esnaf ve KOBİ'ler zor durumda
Sokağın
ticari nabzını ölçmek için esnaf ve KOBİ'lerin ödenemeyen çek ve senetlerine bakılmalı. Esnaf finans
kuruluşlarından, esnaf kefalet kuruluşlarından çektiği krediyle vergi borcunu, banka
borcunu kapatıyor. Aynı şeklide dükkan kirası elektrik su telefon borçlarını borçlanarak
ödüyor. Tabir yerin ise borcu borçla kapatıyor. Dolayısıyla esnaf ödemelerde
zorluk çekiyor, bu olumsuzluğa biran
önce çözüm bulunmalı.
Türkiye’nin
2023 hedefi olarak belirlediği dünyanın en iyi 10 ekonomisi arasına girme
hedeflerine KOBİ’ler sayesinde girebileceğini düşünüyoruz. Türkiye 2023 yılında
dünyanın en iyi 10 ekonomisinden biri olacaksa, yıllık 500 milyar dolar ihracat
yapacaksa bunu nitelikli KOBİ’ler sayesinde başaracak olduğuna inanıyoruz.