KOBİDER, AYASOFYA VAKIF MALIDIR AMACINA UYGUN KULLANILMALI
Küçük ve Orta Büyüklükteki İşletmeler
Derneği (KOBİDER) Başkanı Nurettin Özgenç, İstanbul'un fethinin 561. yıldönümü
olan 29 Mayıs'ta fethin sembolü olan Ayasofya camiye dönüştürülerek vakfiyesine
uygun olarak ibadete açılmalı.
İstanbul'u fetheden, vakfiyesini kuran,
ilelebet açık olacak diyen Fatih Sultan Mehmed'in yüzüne bakar hale gelebilmek
için vakfiyesinin amacına uygun hale getirilmesi lazım.
Ayasofya cami, bugüne kadar aslında hiç
olmadığı şekliyle maalesef müze haline getirilmiştir. Camiler Allah'a ibadet
edilen yerlerdir, hiçbir kanun ve kanun koyucular onu asıl maksadından farklı
bir şeklide kullanılmasına müsade edemez. Ayasofya Müzesi, cami olarak ibadete
açılmalıdır. Zira tarihi yapı kar amaçlı kullanılamaz. Devlet ne harpte ne de
sulh zamanında, sebepsiz yere hususî mülkiyete, yani şahıs malına ve vakıflara
el koyamaz. Hatta vakıfların kuruluş şartlarını değiştiremez.
Gerçi son yıllarda bu yönde çok önemli bir
adım atıldı. Hükümet tarafından çıkarılan Kanun Hükmünde Kararname’yle 78 yıl
önce el konulan veya Hazine adına tescil edilen mal varlıklarının asli
sahiplerine iadesinin yolu açıldı. Çıkarılan Kanun Hükmünde Kararname’yle
azınlık vakıflarının 1936 yılından sonra edindikleri gayrimenkuller için hak
sahibi olmalarının yolu açıldı. 1974’teki Yargıtay kararının ardından Hazine’ye
devredilen ve azınlık vakıflarına geri verilecek yüzlerce gayrimenkul arasında
çok sayıda bina, otel, kilise, bağ bahçe, fabrika ve çeşmeler hak sahiplerine
iade ediliyor.
KOBİDER Başkanı Nurettin Özgenç, Bir dönem
haksız ve hukuksuz olarak el konulan azınlıklara ait vakıf mallarının tespit
edilerek geri verilmesine karar verildi. Hükümet, Vakıflar Kanunu'na geçici bir
madde ekledi ve cemaat ve azınlık vakıflarının çeşitli sebeplerle el konulan
mallarının iadesini sağladı.
Hiç şüphesiz ki hem insan haklarının, hem
de adaletin gereği budur. Böylece zamanında yağmalanan, el konulan vakıf
mülkleri asıl sahiplerine ve işlevine iade edilmiş olacaktır. Zira mülkün, yani
devletin temeli mutlaka adalet olmak zorundadır.
Azınlık vakıflarının mallarının iadesi
kararı yönünde atılan adım tarihi adımdır, ümit ederiz ki Ayasofya içinde örnek
olur.
AYASOFYA VAKIF MALIDIR HAKKI İADE EDİLMELİ
Nitekim Ayasofya 1934 yılında kanun
hükmünde kararname ile müzeye çevrilmiştir ve aynı şekilde günümüzde de hükümet
kararnamesi ile tekrar cami olarak açılabilir. Ancak bu konuda sorumluluk
paylaşılmalı. Ayasofya siyaset malzemesi yapılmaması için önerimiz mecliste
grubu bulunan siyasi partilerin TBMM'ye değişiklik için önerge vermesidir. Bu
sebeple TBMM'de üyeleri bulunan tüm partileri Ayasofya için samimi olmaya davet
ediyor ve hazırlanacak ortak bir kanuni düzenleme ile tekrar camiye
dönüştürülmesini istiyoruz. Böylesine sorumluluk gerektiren bir konuda bu görev
sadece hükümete yüklenmemeli. Mecliste grubu bulunan siyasi partiler
sorumluluktan kaçmamalı ve elini taşın altına koymalı.
AYASOFYA’NIN MÜZE OLARAK KALMASI BİZANS’A HİZMET OLUR
KOBİDER Başkanı Nurettin Özgenç, Geçmişte müzeye
dönüştürülen Ayasofya Camii İstanbul’un en anlamlı ibadet yerlerinden biridir.
Dolayısıyla bu tarihi yapı aslına uygun hale getirilerek tekrar camiye
çevrilmeli. İstanbul'da Bizans'ın, simgesi olarak kabul edilen Ayasofya’nın Cami'den
farklı bir statüde kullanılmasını sağlamak, bu toprakların yeniden Bizans yapılması
manası taşıyabileceğini hatırlatmak isteriz.
Fethin sembolü ve cami statüsünde iken
yapılan değişiklik ile Ayasofya'nın müze olarak kullanılması en hafif tabirle
vakfiye sahibine saygısızlıktır. Zamanın zor şartları gereği Ayasofya Camii
müzeye çevrilmiş olabilir. Yapılacak kanuni düzenlemeyle Ayasofya'nın camiye
dönüştürülmesine iktidar ve muhalefet partilerinin ekseri çoğunluğunun kabul
edeceğine inanıyoruz.
TÜRKİYE'NİN BAĞIMSIZLIĞI ADINA AYASOFYA MÜZE OLARAK KALMAMALI
Cennetmekân Fatih Sultan Mehmed Han'ı
kabrinde huzura erdirmek için vakfiyesinin gereği yerine getirilmeli. Ülkemizde
azınlık vakıflarının haklarının iade edildiği bir dönemde başta İstanbul olmak
üzere onlarca şehrimizi bizlere vatan toprağı yapan Fatih Sultan Mehmet Han'ın
hakkının iadesini sağlamamak İstanbul'un fethi ile bir çağı kapayıp yeni bir
çağı açan cihan padişahına yapılacak en büyük haksızlıktır.
Başkan Özgenç, Vakıf mallarının önemine
binaen Vakıflar genel müdürlüğünün resmi sitesinde "vakıf hassasiyeti", "vakıf
duası" ve "vakıf
bedduası" adlı bölümleri var ve bunların her biri ayrı anlam
taşımaktadır. Dolayısıyla vakıf mülklerinin aslına uygun olabilmesi,
kullanılabilmesi ve yaşatılması için tarihi eserlerin aslına rücu ettirilmesi
ve dönüştürülmesi hususunda İstanbul halkının genel isteği bu yöndedir. Bazı
kesimler farklı düşünse de ekseriyette 'Tarihi mekân tekrar ibadethane haline
dönüştürülsün' şeklindedir.
İSPANYA’DAKİ KURTUBA NE İSE İSTANBUL AYASOFYA DA ODUR!
KOBİDER Başkanı Nurettin Özgenç, Kurtuba
Camii İspanya'nın Cordoba şehrinde sonradan kiliseye çevrilmiş olan camidir.
Endülüs Emevileri'nin egemenliğinde kalan, İspanyollar tarafından
"Mezquita" olarak adlandırılan Kurtuba Camisi Katolik İspanyollar'ın
şehri yeniden ele geçirmesinden sonra kiliseye çevrilmiş ve günümüzde hala
katedral olarak kullanılmaktadır. “Ayasofya
müze olarak kalmalıdır” diyenlere hatırlatmak isteriz ki; İspanya'da
bizdeki gibi müze hayranları yok mudur? İspanyollar Kurtuba'yı müze yapmadığına
göre biz hangi devlet veya milletin hatırına veya keyfine Sultan Fatih'in
vakfettiği ecdat yadigarı eseri hala müze olarak tutmaya devam ediyoruz?
Ayasofya; geçmişimize ve milli özümüze
bağlılığımızın ve gerçekten bağımsız olup olmadığımızın bir göstergesidir. Ve
Ayasofya yeniden ibadete açılmadığı müddetçe de, bizim bağımsızlık mücadelemiz
henüz hedefine ulaşmamış olduğunu göstermiş olur.
Dönemin konjonktürel şartları gereği
Ayasofya Camii müzeye çevrilmiş olabilir. Fakat bağımsızlığı şiar edinen "Özgürlük ve bağımsızlık
benim karakterimdir" diyen Gazi Mustafa Kemal
yaşasaydı Ayasofya'yı ibadete açardı.
Egemenlik kayıtsız şartsız milletin olduğuna göre Türkiye Büyük Millet Meclisi (TBMM) bu duruma kayıtsız kalmamalı.