KOBİDER: Taksim devlete meydan okuma yeri değildir
KOBİDER: 1 Mayıs Taksim değildir
Küçük ve Orta Büyüklükteki işletmeler
Derneği (KOBİDER) Başkanı Nurettin Özgenç, 1 Mayıs'ın Taksim'de kutlanmasındaki
ısrarın arkasındaki esas gaye başkadır. 1 Mayıs'ın Taksim'de kutlanmak istenmesi halkın hakkını
gasp etmek demektir. Hangi anlamsız
şartlar ileri sürülürse sürülsün, bazı işçi sendikalarının ille de Taksim’de 1
Mayıs’ı kutlamak istemesine kesinlikle müsade edilmemeli keza bu girişimin iyi
niyetli bir yaklaşım olmadığı görülüyor. Alternatif yerler varken ille de
Taksim demek maksatlıdır.
Valilik, emniyet müdürlüğü açıklama
üzerine açıklama yapıyor. Anlayış bekliyorlar ama nafile tutturmuşlar bir
Taksim teranesi gidiyor. Neymiş efendim "1
Mayısı Taksim’de kutlayacağız 37 şehidimiz var " hala kan üzerinden
sendikacılık yapanlar var.
Birde bunlara destek verenler var "Hangi engeli karşılarına çıkarırsanız
çıkarın, 1 Mayıs Taksim dışında kutlanamaz." diyen bir zihniyette
sağduyulu olacağına, ortamı yumuşatacağına tam aksine yangına körükle gidiyor.
Taksim meydanı zafer alanı değildir
KOBİDER Başkanı Nurettin Özgenç, Taksim
inadı, bunca yıl gereksiz yere süren siyasal mücadelenin vazgeçilmez bir simgesi
değildir. Asla ve asla başka bir yerde kutlanamaz diye de bir şey yok. Asıl amaç
1 Mayıs kutlaması ise bu işler için yapılmış miting ve gösteri alanları
var.
Sanırsınız ki emekçiler adı altında
provokatör amaçlı gruplar iyi niyetle oraya gelecekler. Zira her yıl yapıldığı
gibi yine ortalığı dağıtacaklar, kaldırım taşlarını söküp etrafa zarar verip cadde
ve sokakları savaş alanına çevirecekler, esnafın camını,çerçevesini kırıp
sandalyelerini yakacaklar. Devletin malına ve bankalara zarar verecekler. Sözde çevreci geçinenler, Gezi parkı savunucuları "ağaç, yeşil ve
çevre" diyenler sokaklardaki taze fidanları kırıp, çimleri ezip, çevredeki
rengarenk çiçekleri tarumar ettikleri bilinen bir gerçektir.
Ayrıca İstanbul'un en merkezi yerinde yani
Taksim'de sembolik olabilir ama miting vari kutlamamı olurmuş. Bazı kesimlerin kutlama yerine kavga etmeye
geldikleri açık. Çok değil bir kaç yıl önce bir takım kişiler ellerinde yasa
dışı oluşumlara ait simgesel bez parçalarıyla Taksim Atatürk anıtına çıktıkları
ve Atatürk'ün heykelinin üzerine ayaklarıyla basıp zafer işareti yaptıkları
nasıl görmezden gelinebilir.
Yenikapı'da milyon kişilik geniş bir alan yapılmış iken
ille de Taksim denilirse bunun altında yatan neden başkadır. Üstüne üstlük bir
kaç milyonluk bir meydandan bahsediyoruz.
Halk her 1 Mayıs'ta tedirgin oluyor
KOBİDER Başkanı Nurettin Özgenç, Taksim
halkın gezme ve buluşmanın adresidir. Orası siyasal bir simge değildir. Orası
bazı sendikaları iktidarlara karşı güç gösterisi yapacak yerde değildir. En
önemlisi Taksim meydanı devlete meydan okuma yeri değildir. 1 Mayıs demek Taksim demek hiç değildir.
Amacı ve maksadı farklı olduğu anlaşılan
bazı çevrelerin 1 Mayıs kutlamaları adı altında nifak çıkarmak istedikleri
görülüyor. Ortamı germenin, huzuru bozmanın bir anlamı yok. Halkın, her 1
Mayıs'ta tedirgin olduğu, demokratik
hakkın ifadesi için halkın huzurunu bozmanın bir manası yok. Ayrıca,
birilerinin hak aramasının, diğerlerinin zarar görmesine neden olmaması
gerekir.
Kanun tanımazlık
KOBİDER Başkanı Nurettin Özgenç, Hükümetin
Taksim için izin vermemesine rağmen bazı sendikaların 1 Mayısta yürüyüş yapmakta ısrar etmeleri
resmen kanun tanımazlık' tır. Zira
toplantı ve gösteri yürüyüşleri kanunu açık. Herkes, önceden izin almaksızın,
bu kanun hükümlerine göre silahsız ve saldırısız olarak kanunların suç
saymadığı belirli amaçlarla toplantı ve gösteri yürüyüşü düzenleme hakkına
sahiptir. Ancak bu kanun hükümlerine göre toplantı ve gösteri yürüyüşü
düzenlemeleri ve Türk vatandaşları tarafından düzenlenecek toplantı veya
yürüyüşte topluluğa hitap etmeleri, afiş, pankart, döviz, resim, flama, levha,
araç ve gereçler taşımaları İçişleri Bakanlığı'nın iznine bağlıdır. Yasanın
açık olmasına rağmen bu kanun tanınamazlık niye? Legal olduğunu bildiğimiz
kuruluşların illegal yollara tevessül etmelerini anlamak mümkün değil.
Nitekim mevcut hükümet tarafından 1 Mayıs "Emek ve Dayanışma Günü" resmi bayram olarak ilan
edilmesinden sonra 1 Mayıs kutlamaları giderek daha görkemli, daha coşkulu
kutlanıyor mesela. Sağduyulu işçi sendikaları
mekan farkı gözetmeden yurdumuzun değişik yerlerinde bayramın ruhuna uygun
kutlamalar yaptıkları biliniyor.
Esasen doğru olanda başkalarının hukukuna
zarar vermeden, toplumda kaos ve kriz oluşturmadan, hepsinden önemlisi çatışma,
gerilim üretmeden 1 Mayıs'ı kutlamalıyız.