KOBİDER/ÖZGENÇ:
Ekonomideki büyüme piyasalara da yansımalı
Küçük ve Orta Büyüklükteki İşletmeler Derneği (KOBİDER) Başkanı
Nurettin Özgenç; Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) tarafından yapılan açıklamaya
göre, üretim yöntemiyle gayri safi yurtiçi hasıla tahmininde, 2013 yılı ikinci
üç aylık çeyreği bir önceki yılın aynı çeyreğine göre sabit fiyatlarla %4,4’lük
artışla 30 145 Milyon TL oldu. Nitekim küresel ve bölgesel tüm bu
olumsuzluklara rağmen Türkiye'nin yakaladığı büyüme trendi azımsanmayacak
derecede önemli bir başarıdır. KOBİDER olarak biz; küresel krizden en hızlı
çıkan ülkelerden birinin Türkiye olduğunun bilincindeyiz ve bu bilinçten hareketle 4
yıldan beri kesintisiz bir büyümenin gerçekleştiğinin farkındayız. Ancak
arzumuz ve isteğimiz bu büyümenin iç piyasalara yani çarşı-pazara yansımasıdır.
Elbette dış konjonktürdeki
gelişmeler büyümemizi etkileyebilir ama içeride de esnaflara yönelik bazı
iyileştirmeler yapılmalı. Geçmişe baktığımızda ekonominin ivme kazandığı açık
ama günümüzde halkın alım gücü ise düşük. İç tüketim açısından vatandaşın alım
gücünün artırılması lazım. Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) tarafından
yapılan açıklamaya istinaden 2. çeyrek
büyüme rakamlarını değerlendiren yetkililer, Türkiye ekonomisinin 2. çeyrekte
yüzde 4,4 büyüdüğüne temas edilerek birçok ülkeden iyi bir büyüme oranımızın
olduğundan bahsediliyor. El hak öyledir...
Ancak piyasaların
durumu pek iç açıcı değil. Halkın günlük tüketim harcamaları kredi kartlarıyla
taksitli satışlara bağlanmış durumda. İşsizlerin sayısında azalma olsa da
işsizlik yine en büyük sorun olmaya devam ediyor. Artan ihracatın büyük kısmını, Uzakdoğu
ülkelerinden ithal edilen mallarda ufak tefek değişiklik yapılarak ihraç
edilmesi oluşturuyor. Bunun yanında döviz kurlarının günden güne artmasından
tüketici de, ithalatçı da şikâyetçi. Hele hele altın fiyatlarındaki
istikrarsızlıktan ötürü bu sektörde işler geçmişe göre iyi değil. Faiz
oranlarının düşmesi konut ve otomotiv sektörüne önemli katkısı olduğu bir
gerçek. Lakin bazı kesimler de faiz oranlarının düşmesinden yani ek
gelirlerinin azalmasından yakınıyor. Bu kesimler, ekonomideki iyileşmelere
inanmıyor.
KOBİDER
Başkanı Nurettin Özgenç; İş dünyasında yani piyasalarda; üstte
sıraladığım şikâyet ve sızlanmaların, fazlası var eksiği yok. Ekonomide
büyümeden söz ediliyor ama bu büyüme göreceli olarak piyasalara da yansımalı.
Elbette ekonomide ki büyüme
trendi azımsanmayacak derecede önemli bir başarıdır. Keza KOBİDER olarak biz; ekonomiye olumsuz bakanlardan değiliz ancak piyasalarda
da hareketliliği görmeliyiz.
Nitekim dört yıl üst
üste yüksek oranda büyüme, neden hâlâ halkın cebine, iç piyasaya ve istihdam
artışına yansımıyor? 2001 krizi sonrası birçok kuruluş yanlışlarını gözden
geçirerek, verimliliğe önem vermeye başladı. Bazı sektörlerde birçok işletmeler
kapandı. Var olan işsizlik sorunu krizle bir miktar daha arttı. Hükümet sıkı
para ve maliye politikalarıyla kamu yatırımlarını çok aza indirdi. Halen, özel
sektör yatırımlarına dayalı bir büyüme modeli uygulanıyor. Teknolojideki
gelişmeler; işletmeye alınan yeni iş makineleri, yeni istihdam gerektirmiyor.
İstihdam vergilerinin yüksekliği ise kayıt dışılığı artırıyor.
Kaldı ki; yüzde 99,6’i
KOBİ'lerden oluşan iş dünyasının önündeki engellerin kaldırılması, KOBİ
desteğinin artırılması, turizm potansiyelinin yüksek olduğu ülkemizde bu
sektöre yatırım yapmanın özendirilmesi, yeni projelerle inşaat sektörünün
canlandırılması, devlet yatırımlarının bir parça da olsa önünün açılması,
işsizliğe çözüm getirebilecektir. Siyasi istikrarla birlikte, makro ekonomik
iyileşmelerin sürekliliği, yakın gelecekte halkın cebine de yansıyacağına
inanıyoruz. 11 yıldan beri süre gelen siyasi istikrarın ülkemize her alanda
faydası olmuştur. Fakat yarım asırlık kanunlar yeniden düzenlenerek ticaret
hayatı günümüze uyarlanmıştır. Ama ne hikmetse Büyük Mağazalar ve Alışveriş
Merkezleri (AVM) Yasası'nın bi türlü çıkarılamamıştır.
Keza 24 Şubat 2006
tarihinde Sanayi Bakanlığı tarafından hazırlanarak Başbakanlığa sunulan ve o
tarihten bu yana yasalaşması beklenen taslağın 7 yılı aşkın bir süredir
yürürlüğe girmemiş olması; maalesef ülkemizin en hızlı büyüyerek gelişen
sektörü olan perakende sektörünün gelecekteki sorunlarını da büyüterek
ötelemektedir. Çıkıp çıkmayacağı konusunda ise herhangi bir belirti şuan
itibariyle gözükmüyor. Taslağın Niçin ve nasıl? Bu kadar uzunca bir süredir
sürüncemede kaldığını ise anlayabilmiş değiliz. Nitekim bu kanun tasarısı daha
fazla sürünceme kalmamalı. Zira böyle giderse bitme noktasına gelen yerli ve
küçük sermaye uluslararası sermayeye yem olmaya devam eder.
Başkan Özgenç Konu sadece uluslararası marketlere karşı bakkalların korunması
meselesinden ibaret değil. Bu tasarı ile birlikte düzenlemeden olumlu
etkilenecek çevreler yalnızca bakkallar değil; aynı zamanda üreticiler,
tedarikçiler, tüketiciler ve yerli sermayenin ta kendisidir. Yani ülke olarak
bu tasarının kanunlaşmasına ihtiyacımız var. Elbette yabancı sermaye ülkemize
yatırım yapmalıdır. Ve bu tasarıyı “pazara giriş engeli” olarak görmek mümkün
değildir.
Gelişmiş tüm ülkelerde
“pazara giriş engeli” diye bir engel
vardır ve elinizi kolunuzu sallayarak gelişmiş bir Avrupa ülkesinde ya da
Amerika da rekabeti lehinize dönüştürecek ve pazar hâkimiyeti sağlayacak bir
şekilde bırakın ticari faaliyet yapmayı yatırım dahi yapılamaz. Ülkemizdeki
durum tam tersine kendi ülkemizin dinamiklerini uluslararası standartlarda
perakendecilik yapabilecek boyutta gelişimini sağlamak ve katkı yapmak
olacakken; mevcut duruma bakıldığında yabancı sermaye açısından “kaymaklı pazara havadan giriş”
durumunun söz konusu olduğu gören gözler için aşikârdır. Bu durum iddia
edildiği gibi bir engelin çıkartılması değil, yalnızca rekabetin eşit şartlarda
olabilmesi amacıyla gerçekleştirilmek istenen bir düzenlemeden ibarettir.
Elbette rekabet mal ve hizmet piyasalarında faaliyet gösteren kuruluşlar
arasında özgürce yapılabilmeli ve ebetteki düzensiz ve verimsiz olan
teşebbüsler yarış dışı kalmalı ancak unutulan bir gerçek var ki, o da: acımasız
kapitalizm ve küresel rekabetin doğurduğu telafisi mümkün olmayan büyük
tahribatlar. Küresel boyuttaki bir gücün yasalardaki boşluklardan yararlanarak
hızla pazarda büyümesi ve pazarın önemli bir kısmını eline geçirmesinin
sonuçlarını değerlendirebilecek öngörüye elbette sahibiz.
KOBİDER
Başkanı Nurettin Özgenç, büyük mağazacılık, özellikle hızlı
gelişen büyük şehirlerimizde önceden planlanmamış arsaların olmayışı nedeniyle
inşa edildiği alanlarda uygun olmayan bir biçimde gerçekleşmektedir. Hem
yerleşim açısından hem de hiçbir standarda ve kritere tabi tutulmadan
faaliyetlerde bulunan büyük mağazalar elbette beraberinde birçok sorunu da
birlikte ülkemize taşımışlardır. İlk etapta bir takım avantajları varmış gibi
gözüken bu durum aslında uzun vadede hiçte öyle iddia edildiği gibi tüketicinin
ya da ülke ekonomisinin lehine olmamaktadır. Bir kere rahatça giriş
yapabildikleri gibi ülkemizde kazandıkları paralarla da çok daha rahat “çıkış”
yapabilmektedirler.
Esnaf’ın
sorunları artık çekilmez boyutlara varmıştır. Vergi yükü altında ezilen esnaf
için artık belli çözümler üretilmesi bazı kalemlerin vergiden muaf tutulması,
verginin vergisinin alındığı bir dönemde bunların acilen çözüme kavuşturulması
gerekiyor. Büyük mağazalara tanınan imkânlardan ve onların haksız rekabetinden
bunalan esnafın durumu iyi değildir. Tabiri caiz ise bıçak kemiğe dayanmıştır.