KOBİDER/ÖZGENÇ: IMF tamam, KOBİ kredileri ne zaman?
Küçük ve Orta Büyüklükteki işletmeler Derneği (KOBİDER) Başkanı
Nurettin Özgenç , Başbakan Recep Tayyip
Erdoğan'ın belirttiği süre zarfında Türkiye'nin IMF'ye olan
borcunun son taksiti ödendi.
14 Mayıs 2013 tarihi itibariyle, Türkiye’nin 01.01.1961 tarihinde
almış olduğu 38 milyon dolarlık borç ile başlayan Türkiye-Uluslararası Para
Fonu (IMF) ilişkisi, IMF’ye olan yaklaşık 421 milyon dolarlık borcun son
taksitinin ödenmesiyle birlikte en nihayet sona erdi. Yıllardan beri dış borç
açısından bu durumu değerlendirdiğimiz vakit gelinen nokta, Türkiye için çok
önemli ve de spesifik bir durumdur. Zira yıllarca kapısında kaldığımız IMF'den
en sonunda kurtulmuş oluyoruz. KOBİDER olarak bu gelişmeden fevkalade memnunuz
ve ülkemize bu durumu yaşatanlara müteşekkiriz. Biz yıllarca dernek olarak
hükümetlerin IMF politikalarına "Borç alan buyruk alır" anlayışı
gereği karşıydık. Bu tavrımızı da borç bitene kadar sürdürmeye devam ettirdik.
Ayrıca Türkiye'nin IMF'ye olan borcunun ödenmesiyle halkın üzerinden büyük bir yük kalktığı gibi ülke hazinesinin
de bereketi artacaktır diye düşünüyoruz.
300 bin KOBİ kredi bekliyor
2011 yılında 100 bin KOBİ için 50 bin lira
üst limitli paket açıklanmıştı aradan 3 yıla yakın bir zaman geçti bu krediler
hala verilemedi. Her yıl için 100 bin KOBİ'ye kredi faizli desteklemelerin verileceğini düşündüğümüzde bu yıl dahil
olmak üzere 300 bin KOBİ kredi bekliyor olduğunu hatırlatmakta fayda görüyoruz.
Türkiye'nin, yarım asrı
aşkın bir zamandan beri borçlu olduğu IMF ile bir dönemi kapatıyor olmasını istikrarlı
olarak 3 dönem iş başında olan AK parti hükümetlerinin başarısı olarak algılıyoruz
ve açık yüreklilikle takdir ediyoruz. Türkiye'nin IMF'ye olan kredi borcunun sıfırlanmış olması bir yerde bağımlılık
halkasının birinden kurtulma adına sevindiricidir. Nitekim 11 yıl öncesine
kadar IMF'ye olan 23.5 milyarlık borcun günümüzde tamamen ödenmesi bi yerde
Türkiye'nin IMF' ile hesap kapatması fevkalade
güzel bir gelişmedir. Ülke adına gurur verici olan bu durumu görmezden gelemezdik, gelmedikte.
1994 krizini de 2001 krizini iyi hatırlıyoruz
Geçmişte IMF ile yapılan
stand-by anlaşmalarında ve uygulamadaki dayatma politikaları ile ithalata
dayalı büyüme modeli yüzünden Türkiye'de istihdamın düştüğü, işsizliğin arttığı
bir gerçek. O kasvetli günleri hafızalardan silmek kolay değil. Türkiye'de her yıl koalisyonların değiştiği günleri bizler gayet
iyi hatırlıyoruz.1994 krizi Türkiye'yi vurdu ve hemen IMF'den kredi alındı. Bu
durum hemen unutuldu ama krize neden
olanları vatandaş unutmadı. Onların bazıları siyaset sahnesinden silinirken
bazıları hala daha toparlanamadılar. Bunun da
en büyük nedeni 1994 ve 2001 krizleri ve buna sebep olarak ülkeyi IMF'ye borçlandıranlardır. Türkiye'yi krize
boğanlar kendileri sandıkta boğuldular. Biz onları iyi hatırlıyoruz.
IMF’ye ödenen borcun sıfırlanmış olması, Türkiye’nin dış borç yükünü
azaltması açısından çok önemli bir gelişmedir. Fakat bu borç ödenirken
Türkiye’nin hiç borcunun kalmadığı anlamına gelmez. Dolayıyla biz KOBİDER
olarak Türkiye’nin dış borcunun sadece IMF’ye olan borçtan ibaret olmadığının
da bilincindeyiz. Ancak ülkenin borcu olur ama yatırımda olur günümüzde
yatırımların artarak sürdüğü açık.
IMF politikaları Türkiye'de işsizliği
artırırken, istihdamı azaltmıştı
Türkiye'nin IMF'ye
borcunu ödemesinin yanında, bundan sonraki dönemde IMF'ye kredi sağlayan
ülkeler gurubuna girmesi artık masanın diğer tarafında yer alacak olması olumlu
bir gelişmedir. Ancak yine de önce KOBİ'ler demeliyiz.
Küresel kriz ile birlikte ihtiyaç duyan
ülkelere müdahale imkânını arttırmak isteyen, bunun için de kaynaklarını
çoğaltmak isteyen IMF, kendisine üye olan 188 ülkenin 37’sinden, ihtiyaç
duyması halinde, kredi sözü aldı. Bunlar arasında Türkiye'de var.
Keza; IMF'nin en büyük ortağı ABD olmasına
rağmen en büyük hissedarın kredi taahhüdünde bulunmaması tuhaf bir durumdur. Hal böyle iken bi hayli cari açığı bulunduğu bilinen
Türkiye'nin 5 milyar dolar taahhütte bulunması büyük başarıdır. Ancak KOBİ'ler
açısından da önemli olan konuya da değinmek
lazım. 300 bin KOBİ kredi
bekliyor. KOBİ'lere verilecek olduğu açıklanan ama cari açık nedeniyle
KOSGEB çıkışlı kredi faizli krediler askıya alınırken IMF'ye borç vereceğiz
demenin manası yoktur. Yani "Eve lazım olan camiye haramdır"
ilk önce 100 KOBİ'ye verilecek olduğu açıklanan 3-4 milyar TL tutarındaki faiz
destekli krediler verilmeli daha sonra IMF'ye taahhütte bulunulan 5 milyar
dolarlık borç...
Gerçi ortada IMF'ye verilmiş bir borç yok,
sadece ihtiyaç duyulursa, 5 milyar dolar kredi verebilir, sözü var. Biz buna
kesinlikle karşı değiliz Tabii ki borç alan bir Türkiye borç verebilir hale
gelmişse bundan gurur duyarız. Lakin her zaman ve her yerde ekonominin
omurgasını oluşturduğu söylenen KOBİ'lere de verilen sözlerin yerine
getirilmesi gerekir. Ekonominin lokomotifi küçük ve orta büyüklükteki
işletmeler ise öncelikli olarak KOBİ'ler
denilmeli.