|
KOBİDER Başkanı Özgenç, Başbakan Erdoğan’a mektup gönderdi. |
Tarih: 25 Şubat 2013
Sayın Recep Tayyip Erdoğan
Türkiye Cumhuriyeti
Başbakan
Sayın Başbakanım;
Öncelikle 30 Eylül 2012 tarihinde yapılan AK Partinin 4. Olağan Kongresinde tekrar genel başkanlığa seçilmenizden dolayı, sizi şahsım ve KOBİDER yönetim kurulu üyeleri adına içtenlikle kutlarım.
Derneğimiz KOBİDER, Küçük ve Orta Büyüklükteki İşletmelerin (KOBİ) kendi faaliyet alanlarıyla ve kendi adlarını taşıyan bir derneklerinin bulunmaması nedeniyle gönüllülük esasına dayalı, ekonomi sivil toplum kuruluşu olarak 2003 yılında kurularak, merkezi İstanbul’da olan tüm Türkiye’de KOBİ’lerin kalkınmasında hak ve hukuklarını savunan ve bu uğurda özverili olarak faaliyet gösteren etkin sivil toplum kuruluşlarından biriyiz. KOBİDER, Türkiye’nin 7 bölgesinde 81 vilayetinde yani 780 bin kilometre kare alanında işletme sahibi olan 3.400 bin KOBİ’nin bulunduğu her yerde olmaya gayret sarf etmekteyiz.
Sayın Başbakanım;
Bilgileriniz olduğu üzere, KOBİ’lerin sorunlarına adil ve kalıcı bir çözüm bulunması beklentimizdir. KOBİ olgusunun giderek önem kazandığı Türkiye’de; ülke ekonomisinin ve sosyal yapının temelini oluşturan 3.400 bin esnaf, sanatkâr ve KOBİ’ler süratle gelişen teknolojik yeniliklere, ağırlaşan rekabet şartlarına uyum sağlayabilmek amacıyla büyük bir mücadele vermektedirler. Ayrıca ekonomik olumsuzluklardan, finansa ulaşmadaki zorluklardan, küresel kriz dalgalanmalarından, sermaye darlığından, kısıtlı kapasite kullanımı ve pazar daralmalarından en çok etkilenen ve bütün bunların sonucunda ağır yaralar alan küçük ve orta büyüklükteki işletmeler, tüm bu olumsuzluklara rağmen ülkemizin temel dinamiği olmaya devam ediyorlar. Bilgileriniz üzerine Türkiye’de işletmelerin yüzde 99’undan, istihdamın yüzde 80’inden, üretiminde yüzde 40’ından fazlasını oluşturan KOBİ’lerin, ekonomiye çok önemli katkılar sağladığı aşikar olmasına rağmen kredi pastasından aldıkları pay hala çok düşüktür. Dolayısıyla daha çok desteklenmeleri gerektiğini düşünüyoruz. Bu beklentilerimize çözüm olabilmesi için KOBİ’lerin finansa erişimine çözüm olabilmesi için KOSGEB ve Kredi Garanti Fonunun (KGF) imkanlarının artırılması arzumuzdur.
Geçmişte KOSGEB çıkışlı kredi faiz desteği sunulması piyasalarda hareketlilik sağlamıştı. Bu tür piyasa hareketlerinin olabilmesi için kredi desteklerinin kesintisiz sürmesi gerekmektedir. Özellikle kriz dönemlerinde bankaların risk almamak için KOBİ’lerden yüz çevirdiği dönemlerde Hükümetin "CANSUYU" olarak sunulan destekleri KOBİ’lere hayat vermişti. Genel olarak piyasaların canlanması için, kredi mekanizmalarının hareketlenmesi için KOSGEB’in kredi faiz desteği uygulaması fevkalade güzel bir çalışma olmuştu. Bu desteklerinin süreklilik esas alınarak sürdürülmesi arzumuzdur.
Sayın Başbakanım;
Demokratik yönetim anlayışına köstek olmaya çalışan çeteler ile verilen mücadele halkımızın takdirini kazanmaktadır.
Pozitif olmayan ve siyasi gerginliklerden fazlası ile nasibini alan reel sektörümüz ise içinden çıkılamayacak bir duruma sürüklenmiştir. Bütün bunların müsebbibi olarak malum çete anlayışını görmekteyiz. Çünkü geçmişte vatandaş tedirgin edildi alışveriş yapmaz oldu, iç tüketim durma noktasına gelmişti. Halkımızı kaygılandıran tek şey "acaba" endişesi olmuştur. Artık Türkiye’nin çetelerden arındırılmış bir ülke olarak anılması şimdi olduğu gibi sonraki kuşakların dahi övgüsüne mazhar olacaktır. KOBİDER çağdaş bir ülkenin ancak, demokrasinin geliştirilmesi ve reel sektörün büyütülmesi ile olabileceğine inanmaktadır. Sizlerin de çalışmalarınızın bu yönde yoğunlaştığını bilmekteyiz.
Sayın Başbakanım;
Ülkemizi çok önemsediğiniz herkesin malumu. Sizler halkın içinden gelen yönetim anlayışına sahipsiniz. Bu nedenle halkımızda da sizi çok seviyor. Bunun göstergesi olarak vatandaşın partinize verdiği oylarla da görülüyor. Amacınızın Türkiye’nin eski gücünü toplaması, Bölgesinin lider ülke olabilmesi ve sonrasında dünyada iyi bir konuma yükselmesi olduğu bu yöndeki çabalarınızı da herkes gibi bizde takdirle karşılıyoruz. Ülkemizin kalkınması için hükümetin canla başla çalıştığınızı biliyoruz ve bu gayretlerinizden büyük memnuniyet duyuyoruz.
Günümüz dünyasında lider ülke olabilmek için; ekonomik açıdan güçlü olmak gerekir. Ekonomik güç içinde üretim gerekir. Üretimi yapanda reel sektördür. Türkiye’nin 2001 krizine girmesinin ardından çok ciddi ekonomik reformlar yapıldı. Bu reformların büyük bölümü de 59-60 ve 61. Hükümet döneminde oldu ve önemli sonuçlar alındı ve alınmaya da devam ediliyor.
Sayın Başbakanım,
Toplumun büyük kısmı yeni bir anayasaya ihtiyaç olduğu görüşünde. Yeni anayasada herkesin beklentisi aynı olmasa da herkes sivil anayasa yapılması konusunda hem fikir. Niyet hayır akıbet hayır düşüncesiyle halkın ortak talebine bir an önce çözüm bulunmalı.
Türkiye’nin "Yeni Sivil Anayasası"nı yazmak için 19 Ekim 2011’de çalışmalarına başlayan Anayasa Uzlaşma Komisyonu bir yılını doldurmasına rağmen hedeflenen mesafenin kat edilemediği açıklanmıştır. Zira, Meclis’te grubu bulunan 4 siyasi parti’nin katılımıyla yola çıkan Komisyon bu yılın sonuna kadar yeni anayasa taslağını hazırlamayı hedeflemişti ama iç ve dış politikadaki sıcak başlıklar gündem çalışmaları gölgede bıraktığı görülüyor.
Bizler Türkiye’nin Anayasa yapabileceğine, Türkiye Büyük Millet Meclisi’nin bunu layıkıyla başarabileceğine içtenlikle inanıyoruz. Ancak ülkede ne zaman anayasa değişikliği gündeme gelse hemen suni gündemler oluşturuluyor. Bir takım gereksiz ve gündemi meşgul edici konular gündeme getirilerek, ülkenin gerçek sorunu yeni anayasa gözlerden uzak tutulmaya çalışılır ve ülke suni krizlere sokulur, olaylar ve eylemler artar, gündem saptırılır, sözün kısası esas yapılması gereken en önemli mesele ötelenir. Bundan kimler yararlanır, tabii ki her zaman olduğu gibi çıkar çevreleri ve statükocular.
Türkiye son 10 yıl içinde demokrasinin gelişmesi açısından büyük gelişme kaydetti. Fakat bazı engellerin aşılması noktasında hala daha büyük sıkıntılar yaşanmaktadır. Bunların aşılması için yeni anayasanın yapılması en elzem konuların başında gelmektedir. 12 Haziran milletvekilli seçimlerinde halkımız iradesini sandıkta ortaya koyarken yeni anayasa yapılması yönünde sözler verilmesi üzerine siyasi partilere tercihini kullanmıştır.
Türkiye’nin olmazsa olmazı yeni anayasadır. Yeni anayasa Türkiye’nin sorunudur meclisin de en önemli görevidir. Milletimiz tercihini yapmış, seçtiği vekillerini TBMM’ye göndermiş ve verdikleri sözü tutmalarını isteyerek demokratikleşmeyi, hak ve özgürlüklerin genişlemesini acilen beklemektedir. Dernek olarak bizim amacımız toplumda yeni anayasa talebini diri tutmak ve halkı anayasa yapım sürecine dahil etmektir.
Özgürlükçü, demokratik, çoğulcu ve birey odaklı yeni bir anayasa mutlaka yapılmalı. Türkiye Cumhuriyeti tarihinde halk çok nadir olarak büyük çoğunlukla bir kaç partiyi iktidar yapmıştır. İktidar partisi de bunların sonuncusudur. Vatandaş oy verirken yeni anayasa yapılması konusuna önem verdiğinden Ak Partiyi büyük çoğunlukla tek başına iktidara getirmiştir.
Sayın Başbakanım,
AVM’lere karşı esnafın, sanatkarın ve KOBİ’lerin hakkı korunmalı
KOBİ’lerin pek çok sıkıntısının giderilmesi noktasında hükümetin gayretli çalışmalarının olduğunun bilincindeyiz. Ancak perakende yasasının bir türlü çıkmamasını da anlamış değiliz. Esnaf, AVM’lerin orantısız gücü karşısında ezilmektedir. Küçük esnaf, yıllardır sürüncemede olan sümen altında unutulduğu düşüncesine kapıldığı "AVM yasası" olarak bilinen "Alışveriş Merkezleri, Büyük Mağazalar ve Zincir Mağazalar Kanun Tasarısı Taslağı"nın yasalaşmasını bekliyor. Cadde esnafının iş yapamaz hale gelmesinin en önemli nedeni, büyük mağazaları bünyesinde bulunduran AVM’lerin kuralsız bir şekilde her yerde açılmasıdır. Belediyeler sayılarına ve birbirlerine yakınlığına bakmadan alışveriş merkezlerine izin vermektedir. Günümüzde isteyen istediği yere alışveriş merkezi kurmaktadır. Büyük alışveriş merkezlerinin her türlü ürünü satmasıyla yaşanan haksız rekabet küçük esnafı bitirme noktasına getirmiştir.
İstanbul’un iddialı caddelerinden olan Kadıköy Bağdat Caddesi, Beyoğlu İstiklal caddesi, Nişantaşı Abdi İpekçi ve Valikonağı caddeleri Bakırköy İstasyon ve İstanbul caddeleri, Şişli Halaskargazi Caddesi ve Fatih Fevzipaşa Caddesi işlevselliğini koruyabilirken normal caddelerde bulunan işyerleri ise AVM’lerden dolayı iş yapamamaktadır. Cadde esnafı açısından büyük önem arz eden bu meseleye çözüm bulunmasını istiyoruz.
Sayın Başbakanım;
Yeni Silah Kanunu Tasarısı Yeniden Meclis Gündemine getirilmeli
60.Hükümetiniz tarafından hazırlanıp TBMM’ye gönderilen silah ruhsatlarını yeniden düzenleyen "Yeni Silah Kanunu Tasarısının" 23. dönem Meclis gündeminin yoğun oluşundan dolayı görüşmeye açılamayıp kadük hale gelen tasarı geri çekilmişti. Her sorumlu STK’lar gibi bizlerde , vatandaşın yasa dışı yollardan silah edinmesine karşıyız. Yasadışı silahlanmanın yerine eğitimli, yasal, kontrollü bir silahlanmadan yanayız. Ancak mevcut yasa ile ruhsatsız kaçak silahlanmaya davetiye çıkarılıyor.
Türkiye de yasal yollardan silah edinmenin zorlaştırılmasından dolayı ruhsatsız silahlanma ruhsatlı silahlanmadan çok daha fazladır. AB ülkelerin de vatandaşların yasal yollarla ruhsatlı silah edinmeleri son derece kolay ve basittir. Ayrıca gelişmiş ülkelerde silah edinmek anayasal vatandaşlık hakkıdır.
Silah ruhsatı almak hususunda mevcut yönetmelik ve mevzuatlar öncelikli meslek sahiplerinin silah edinmesine engel oluşturmaktadır. Malumunuz olduğu üzere bundan 58 yıl önce 1953 yılında çıkarılan ateşli silahlar ve bıçaklar ile ilgili diğer aletler hakkında geçerli olan 6136 sayılı kanun ve yürürlükteki yönetmelik artık günümüze hitap etmemektedir.
Bu nedenle silah kanunu tasarısının yenilenerek tekrar gündeminize almanızı talep ediyoruz. Silah almaya haiz olan kişiye şayet bir davadan ötürü yargılanıyorsa davası süreci sonuçlanmadan silah bulundurma ruhsatı verilmezken, darbe yapmakla yargılanan kişilere milletvekilliği mazbatası verilmesini anlamış değiliz.
Kuyumcu ve döviz işiyle uğraşan esnaf hakkında sırf kapatma saatine uymadığı gerekçesiyle haklarında tutanak tutulup emirlere aykırılık suçundan yargılanıp bu nedenle para cezasına çarptırılmaktadırlar. Hakeza gazeteciler de aynı şekilde üç defa hapis veya tazminata mahkum olmuşsa ya da haklarında açılmış tazminat ve suçlamalardan dolayı yargı süreci devam ettiğinden silah vesikası almaları güçleşmektedir. Bu aldıkları cezalar da silah alabilmelerine engeldir.
Ancak bazı kişilerin Anayasayı ihlal, devletin birliğini ve ülke bütünlüğünü bozmak ve hükümete karşı suç işlemek vb. bu kapsama giren suçlardan dolayı yargılanmalarına rağmen milletvekili olabilmelerine bir engel yokken devletini seven ve vergisini veren esnafın silah vesikası alabilmesi için yönetmeliğe ek maddeler ekleyerek önüne habire engeller çıkarılmaktadır.
Can güvenliklerinin ciddi tehdit ve tehlikelerle karşılaşması muhtemel işletme sahip ve yöneticilerine yani silah ruhsatı almaya öncelikli mesleklerden olanlara silah ruhsatı alımının zorlaştırılmasını doğru bulmuyoruz. Bunu kolaylaştırmak gerekirken iyice zorlaştırılmasına anlam veremiyoruz.
Sayın Başbakanım;
Bazı kanunlarda değişiklik ile kamuoyunda "Korsan taksi" olarak nitelendirilen hususi ve ticari araçlarıyla taşımacılık yapanlara ağır müeyyideler getirilerek taksiciler haksız rekabetten korunmuştur.
Türkiye Esnaf ve Sanatkarlar Konfederasyonu (TESK) verilerine göre Türkiye’de Odalara kayıtlı 2.066.580 işletme içerisinde taksicilik mesleğinde iştigal edenlerin sayısı 81.694’tür. Aynı şekilde bakkallık, bayilik, büfecilik yapanların sayısı ise 235.864’tür. Hükümet 81.694 bin taksici için çıkardığı kanunu bakkaldan, büfeden ve diğer sektörlerden esirgememeli.
Damasız taşımacılık korsan sayılıyorsa yerlerde muşamba üzerinde giyim malzemesi, el arabasında hırdavat, tablada kaçak tütün ve sigara satmakta aynıdır. Bu durumun bakkalın, bayinin ve büfenin karşısında tablada sigara satandan bir farkı yoktur. Bakkal ve büfeler kira,vergi belediye harcı vs. öderken yani her türlü yasal çalışırken tablada sigara satan kayıt dışıdır yani kanuna göre korsandır. Aynı şekilde tekstil ürünleri, elektronik cihaz, kırtasiye malzemeleri,tekel maddeleri satan dükkanların yanı başlarında ve karşılarında aynı ürünlerden satan işportacılara ve onlardan mal ve ürün alanlara da aynı ceza uygulanacak mı?
Sayın Başbakanım;
Türkiye ekonomisinin geçmiş yıllara göre iyi bir büyüme performansı sergilediği açıkça görülüyor. Ticaret hayatında günümüze hitap edebilmesi için revize edilen Türk Ticaret Kanununun yasalaşması ve akabinde Tüketici Kanun Taslağının hazırlanması son derece modern adımlar. KOBİDER olarak bu çalışmaları destekledik.
Cari açığı azaltmalı reel sektörümüzü yaşatmak zorundayız. Ancak Türkiye ekonomisinin “hassas tarafı” olarak bilinen cari açığın düşürülmesi için uygulanan sıkı para politikaları piyasaları daraltmaktadır. Para politikasında sıkı bir duruş izlenmesi piyasaları olumsuz etkilerken iç tüketimde işler durağan duruma geldi. Ekonomi gereğinden fazla soğudu, biraz daha soğursa çözülmesi bayağı zaman alabilir. Piyasaları rahatlatmak adına tüketimi biraz da olsa artırmak lazım. Merkez Bankası’nın cari açığı azaltmak için uyguladığı sıkı para politikası tedbirleri iç piyasalarda durgunluğa sebep oldu. Tıkanıklığı gidermek için piyasaya bir an önce para sunulmalı.
Reel sektörün mevcut sorunlarını hafifletmek için alınması gereken bazı tedbirler olduğu bir gerçeğiyle. İç tüketimin hareketlenmesi için Kamu da çalışanlar ve emeklilerin gelirlerinin arttırılması, istihdam üzerindeki yükün ciddi şekilde azaltılması, enerji fiyatlarının aşağıya çekilmesi, yerli tüketimin arttırılması için tedbirler alınması gerekir.
İşletmelerimize soluk alma fırsatı vermeliyiz. Piyasalara moral aşılamalıyız. Bunun için geçmişte hükümetin attığı önemli adımlar var. KOSGEB destekleri, KOBİ’lere Cansuyu, KGF’nin hazine desteği, otomotiv ve beyaz eşyadaki ÖTV, KDV indirimi gibi. Ayrıca Merkez Bankası’nın üst üste yaptığı faiz indirimleri de var. Günümüzde de uygulanan sıkı para politikası yüzünden iç piyasada anormal daralmalar oluştu. Yaşanan tıkanıklığın giderilmesi gerekir. Günümüzde de benzer adımlar atılması soğuyan ekonomiye tekrar hareket kazandırabilir.
Sayın Başbakanım;
Sağlık, eğitim, ulaşım ve ekonomik alanlarında AK Parti hükümetleri döneminde ciddi sıçramalar olduğu açıkça görülmektedir. Özellikle hükümetinizin eğitim, sağlık ve ulaşım konularına verdiği önemin bilincindeyiz. Biz dernek olarak vasıflı eleman konusunda çekilen sıkıntılardan dolayı mesleki eğitimin önü açılması için epey gayret gösterdik. Bu durum zorunlu eğitimin ’4+4+4’ şeklinde kesintili olarak 12 yıla çıkarılmasını öngören yasa teklifine karşı verdiğimiz sürekli destekten bellidir. Trabzon-Erzincan Demiryolu Projesi merak konusudur
2003 yılından itibaren AK parti hükümetlerinin demiryollarını yeniden devlet politikası haline getirmeleri sayesinde, demiryolu ile yolcu taşımacılığının en önemli bölümünü teşkil eden Ankara-İstanbul hattında yapılan seyahat süresinin kısaltılması kaçınılmaz bir şekilde gündeme getirilmiştir. Ayrıca; Ankara, Eskişehir, İstanbul, Konya,İzmir, Sivas ve Bursa gibi yolcu potansiyeli ve nüfus açısından ülkemizin büyük kentlerini birbirlerine bağlayacak olan koridorlarda hızlı tren hatlarının yapılması için çalışma başlatılmıştır.
Ancak Trabzon-Erzincan arasında yapılacağını duyduğumuz yüksek potansiyeli ve nüfus açısından azımsanmayacak kadar büyük ve turizm açısından önemli olan tarihi kentimiz Trabzon’un medeni ulaşım için yapılmasını talep ettiğimiz Trabzon-Erzincan Demiryolu Projesi merak konusudur. Halkın ve memleketin hayrına olabilecek projelerden bahsedildiği ortamlarda Doğu Karadeniz için büyük önem arz eden demiryolundan söz edilmemesi bölge insanında hayal kırıklığına neden olmaktadır.
Sayın Başbakanım;
Taksim’e cami yapılmasının destekliyoruz
Dünyanın her yerinde prestij meydanları vardır. Taksim Meydanı Türkiye’nin dünyaya dönük yüzü olmalıdır. Bu anlayışla Taksim Meydanı’ndaki araç trafiğinin yeraltına alınması ve meydanın yayalaştırılması çalışmalarını ve Taksim’e cami yapılmasının destekliyoruz. Biz KOBİDER olarak bir cami yapılması konusundaki ihtiyacı kabul ediyoruz ve oradaki projeyi destekliyoruz. Taksimdeki bugünkü nüfus yerleşimi orada Ağa Camii ile Taksim’in idare etmesine yetmediği açık. Yeni bir cami yapılması gerekiyor. Biz dernek olarak bu çalışmanın gerekli olduğuna inanıyoruz.
Son yıllarda Cami, Türbe, Medrese, Sarnıçlar gibi bir çok tarihi eserlerimize yönelik başlatılan geniş kapsamlı restorasyon çalışmalarınız takdire şayandır. Cumhuriyet tarihinde bir ilk olarak nitelendirebileceğimiz bir şekilde tadilat yapılarak kültür mirasımız yok olmaktan kurtulup orijinal hale getiriliyor olması herkesi memnun etmektedir. Bu tarihi eserlerimizin tekrar işlevsel hale gelmesini sağlayan hükümeti halkın takdirini kazandığı gibi hayır dualarını da almaktadır.
Cumhuriyet Tarihinin En Kapsamlı Tarihi Eser Restorasyonu
Çok değil bundan 20–25 yıl önce bırakın komple restorasyon çalışmasını bir cami veya tarihi eserin kısmi tamiri dahi ödeneksizlikten yapılamıyordu. Örnek olarak; o tarihlerde Fatih Camii avlusunda Fatih Sultan Mehmet Hanın türbesinin bulunduğu kısmın Haliç’e bakan yönündeki kapının çürüyen tereğinin onarılması için kurulan iskelenin mübalağasız 5 yıl aynı yerde durduğunun şahidiyiz.
Şanlı ecdadın eserlerini baştan aşağı onarımdan geçirerek yeniden hizmete açılmasını ve bunların geleceğe taşınması yönün de gösterilen gayretlerin haklı gururunu yaşayan yetkileri bizlerde KOBİDER olarak tebrik ediyoruz. Tarihi eserlerin onarımı için kurum ve kuruluşları bir araya getirerek organize bir şekilde kültür eserlerinin restorasyonunun sağlanması fevkalade güzel bir çalışmadır. Ak parti iktidarının ecdad yadigârları vakıf eserlerine, karşı hassasiyet göstererek ahde vefa gereği onları geleceğe taşımak konusunda yaptığı gayretli çalışmalar inkâr edilemeyecek bir gerçektir. Son ve en önemli temennimiz IMF’ye karşı tavrınızı sürdürmenizin devamını diliyoruz.
Sayın Başbakanım; Kurulduğu günden itibaren KOBİ’lerin refahı, ekonomilerinin iyileştirilmesi için uğraş veren gayret gösteren derneğimiz, bu amacına ancak sizin destek ve katkılarınızla ulaşabileceğine inanmaktadır.
Ekonomik krizin hafif atlatılması, halkın yarınlarına daha mutlu bakabilmesi için önümüzdeki günlerde hükümetimizden reel sektöre, KOBİ’lere desteklerin artırılacağını umuyoruz. Bu vesile ile sizleri yeniden şahsım ve yönetim kurulu arkadaşlarım adına kutlar çalışmalarınızda muvaffakiyetler dilerim.
Saygılarımla Nurettin Özgenç
KOBİDER Genel Başkanı
|
Geri Dön |
|
|
|
|