KOBİDER: Bankaların Altın Ticareti Yapması Haksız Rekabettir
Küçük ve Orta Büyüklükteki İşletmeler Derneği (KOBİDER) Başkanı
Nurettin Özgenç, Türkiye'de mesleğini etik kurallara saygılı yapan bankalar
hariç kazandığıyla yetinmeyen bazı bankalar birbirinden görerek altın mevduat
toplama işine girdiler. 2004 yılında "Türk Parası Kıymetini Koruma
Hakkında" yapılan düzenleme ile birlikte bankalara kıymetli maden mevduatı
açabilme yetkisi verildi. Bu kapsamda "Altın günü" düzenleyen
bankalar, şubelerinde belirli günlerde müşterilerinin getirdiği altın
karşılığında mevduat hesabı açmaya başladı. Bu duruma yeterli tepki
gösterilmediği için BDDK tarafından hazırlanan taslak ile bankaların cumhuriyet
altını satabileceği gündeme geldi. Kuyumcular açısından başlangıçta pek
önemsenmeyen bankaların altın ticaretine girmesinin vahameti günden güne
artmaktadır. Yapılacak yeni bir düzenleme ile Rekabet Kurumu'nun gözü önünde
cereyan eden bu haksız rekabete son verilmeli. Ayrıca sporcu bir
milletvekilinin spor yorumcusu olması "etik" değil ise bankanın altın
ticareti yapması etik midir?
Bankalar
cumhuriyet altınından bileziğe, yüzükten küpeye, çocukların kulağındaki
küpeden, yakasındaki maşallah kolyelere kadar her ayardaki fiziki altınları
mevduata dönüştürmek için eskiden mahalle aralarında üç tekerlekli el arabaları
ile dolaşan hurdacılar vardı. Bunlar sokaklarda "demirciiii, hurda bakır
alırııım, sarılar alırııım" diyerek gün boyunca dolaşarak evlerimizde
kullanmadığımız eski bakır, sarı ve metal ev eşyaları satın alırlardı.
Günümüzde bunların yerini bankalar aldı. Katılım bankaları ve bazı
bankalar vatandaşların cep telefonlarına
SMS atarak, banka şubelerinin camlarında ve önlerinde işporta misali afis
asarak yazılı ve görsel medyada verdikleri reklamlarla "Altın toplama
günleri", “Altın buluşmaları”, "Altın kabul
günü","Altınlarınız altın mevduat hesabı ile güven altında
olsun", "Altınlarınız yastık altında kalmasın, bankamızda
çoğalsın" gibi farklı adlar ile fiziki altınları topluyorlar.
Oysa
kart aidatları, hesap işletim ücreti, düşük ciro ücreti, pos hizmet ücreti,
havale gibi masrafların yanı sıra fahiş yıllık kart aidatları ile
tüketicilerden ve işletme sahiplerinden büyük tepkiler toplayan bankalar elde
ettikleri bu gelirler yetmezmiş gibi günümüzde kuyumcuların ekmeğine göz
dikmişlerdir.
Nurettin
Özgenç, Bizim kuyumcularımız, sarraflarımız, altın işi yapan kuruluşların bağlı
oldukları Oda'ların temsilcileri bu işin vahamet,inin hala daha farkına
varamadılar yada umursamıyorlar. Nitekim
bazı bankalar sarrafın, kuyumcunun mesleğini elinden alıyor sektör temsilcisi
olduğu bilinen kişiler ise yeterli tepkiyi
gösteremiyor.
Bankaların altın mevduat toplamasına dur denilerek,haksız
rekabet önlenmeli
KOBİDER
Başkanı Nurettin Özgenç, Bazı kuyumcular ve sektör temsilcileri "Sen de mi
Brütüs" misali bazı bankalar ile işbirliği yaparak maalesef bilimsellikle
uzaktan yakından alakası olmayan uçuk rakamlar ortaya atarak "Yastık
altında 5-6 bin ton altın var, bununda değeri 400-500 milyar civarında"
olduğu yönünde sürekli beyanatlar vererek insanları yönlendirmeye ve halkımızın
kafasını karıştırmaya neden olmaktadırlar. Bu açıklamaları yapan kişilerin esas
niyeti kamuoyunun kafasını bulandırarak vatandaşın dar günler için sakladığı
altınları bankaya yatırmalarını sağlamak ve
toplanan altınlarında bu kişilerin imalathanelerinde gramlık külçelere
çevrilerek kendilerine daha fazla gelir elde etmek olduğu açık. Bunu anlamak
için bu hususlarda beyanat veren kişilerin ne iş yaptığına ve kim olduğuna
bakılmalı.
Bankaların
ekonomik yapıları göz önünde bulundurulduğunda rekabetin insanların
tercihlerini etkileyen en büyük olgu olduğunu görmekteyiz. İşte bu olgu iyi
niyet kurallarına aykırı olmakla birlikte
haksız rekabeti ortaya çıkarmaktadır. Günümüzde bankaların kuyumculara
karşı giriştiği haksız rekabet sorunu maalesef önlenemez bir hal almıştır.
Ülkemizde bulunan bütün sektör mensuplarının bu olgudan fazlasıyla
etkilendiğini ve bu oranın günden güne artmakta olduğu gözlemlenmiştir.
Zira
haksız rekabet ile mücadele için kurulmuş bulunan Rekabet Kurumu, ilgili kanuna
göre mal ve hizmet piyasalarının serbest ve sağlıklı bir rekabet ortamı içinde
teşekkülünün ve gelişmesinin temini ile bu Kanunun uygulanmasını gözetmek ve
Kanunun kendisine verdiği görevleri yerine getirmek üzere kurulmuştur.
Dolayısıyla "Piyasaların kendi başına bırakılması halinde piyasadaki
teşebbüslerin yıkıcı bir yarış içine girmeleri, yarışma yerine toplumsal refahı
ve iktisadi gelişmeyi olumsuz etkileyecek işbirliklerine gitmeyi veya iktisadi
güçlerini kullanarak sömürücü ya da dışlayıcı eylemlerde bulunmayı tercih
ettikleri bir ortama dönüşme riskiyle karşı karşıya kalınması devlet
müdahalesini kaçınılmaz kılmaktadır" anlayışıyla hareket eden Rekabet
Kurumu bu olumsuz duruma müdahale etmelidir!
Sporcu bir milletvekilinin spor yorumcusu olması
"etik" değil ise bankanın altın ticareti yapması etik midir?
Başkan Özgenç, Örneğin AK Parti İstanbul
Milletvekili Hakan Şükür'ün bir
televizyon kanalında yorumculuk ve gazetelerde yazarlık yapmasının etik
olmadığı yönündeki tepkileri üzerine TBMM, Meclis'in ve vekillerin saygınlığını korumak ve etik
tartışmalarına son vermek amacıyla “Etik Komisyonu” oluşturularak “Üyelikle bağdaşmayan işler” başlığı altında
mevcut mevzuattaki düzenleme yapacağını biliyoruz. Bu düşünceden hareketle finans
kuruluşları da bankacılıkla bağdaşmayan işler yapmaktadır ve bu durum çifte
standarttır.
Bankacılık sektörü kendi işini ,altın alım satımını ise
kuyumcular yapmalı
Kuyumcular,
bankalar gibi her gün yeni bir gelir kalemi icat edip kazanç elde etmiyorlar.
Zira bankalar faiz üzerinden para kazandıkları gibi birde faizden çok masraf ve
komisyonlardan kazanıyor. Bu yolla çok ciddi paralar kazanan bankalar,
tüketicileri ve işletme sahiplerini zor
durumda bıraktıkları biliniyor. Bu da yetmezmiş gibi zaten altın fiyatlarının
yükselmesi üzerine satışların oldukça düşmesinden dolayı zor günler geçiren sarraf ve kuyumcuların
işlerine büyük sekte vurmaktadırlar. Bu yapılan haksız rekabetin daniskasıdır.
Birileri bu gidişata dur demeli.