ÖZGENÇ: KOBİ'ler Ortaklık Kültürüne Teşvik Edilmeli
KOBİ'lerin, rekabet güçlerini ve düzeylerini yükseltmek için
ortaklık kültürünü teşvik edilmesi gerektiğini vurgulayan KOBİDER Başkanı
Nurettin Özgenç, devletin buna yönelik çalışmalarda bulunması gerektiğini
söylüyor. İşletme sahiplerinin "birlikten kuvvet doğar" anlayışıyla
hareket ederek kümelenmesi gerektiğini belirten Özgenç, “KOBİ'lere birleşin
demeyle birleşmeler olmaz. Devlet sembolik olarak birkaç sektörden firmaları
bir araya getirebilecek ortaklıklar kurmalı ve bu konuda olumsuzluk doğması
halinde vergi, SGK gibi tahsilat konusunda almama garantisi vermeli” diye
konuşuyor.
KOBİDER'in çalışmalarından bahseder misiniz? Ne kadar KOBİ
üyeniniz var?
Küçük ve Orta Büyüklükteki İşletmelerin (KOBİ) kendi
faaliyet alanlarıyla ve kendi adlarını taşıyan bir derneklerinin bulunmaması
nedeniyle gönüllülük esasına dayanarak Sivil Toplum Kuruluşu olarak 2003
yılında kurulan KOBİDER, merkezi İstanbul olup 1200'ü aşkın gönüllü üye
sayısıyla tüm Türkiye'de KOBİ'lerin kalkınmasında hak ve hukuklarını savunan ve
bu uğurda özverili olarak faaliyet gösteren etkin bir sivil toplum kuruluşudur.
KOBİDER, ülkemizin ekonomik ve sosyal kalkınmasına katkıda bulunmak üzere
hizmet verebilmek KOBİ'lerin vasıflarını, sosyal sorumluluklarını ve dayanışma
ruhunu geliştirmek suretiyle toplumun sosyo-ekonomik düzeyinin gelişmesine
katkıda bulunmalarını sağlamaktadır. KOBİDER; Türkiye'nin bağımsız, bağlantısız
ve güdümsüz sivil toplum kuruluşudur. Esnaf, sanatkar ve KOBİ'lerin sorunlarını
her platformda dile getirmektedir. Hiç bir siyasi partinin ve oluşumun arka
bahçesi değildir. KOBİDER, Türkiye'nin yedi bölgesinde 780 bin kilometre kare
alanında işletme sahibi olan KOBİ'nin bulunduğu her yerde olmaya ve onların
sorunlarına çözüm üretmeye ve seslerinin duyurulması noktasında gayret sarf
etmektedir.
Türkiye'de ne kadar KOBİ bulunuyor?
Ülkemizde ise çeşitli kurum ve kuruluşlara göre KOBİ
sayıları standart olmamakla birlikte farklılıklar gösteriyor. Son yıllarda KOBİ
sayısı, genel işletme sayısındaki artıştan daha hızlı bir büyüme göstermiştir.
Türkiye genelinde esnaf, sanatkâr ve KOBİ'ler olmak üzere 3 milyon 400 bin
kadar işletme olduğu biliniyor.
KOBİ'lerin ülke ihracatına katkısı nedir?
KOBİ'lerin toplam ihracat içindeki payı oldukça önemli bir
orandadır. KOBİ'lerin ihracatımız içindeki payına baktığımızda ise kesin
verilerin olmadığını ancak toplam ihracatın takriben yüzde 60'nın KOBİ'lerde
yapıldığını söyleyebiliriz. Bu veriler KOBİ'lerin ülke ekonomisi için ne kadar
önemli olduğunu ortaya koymaktadır. Ancak, KOBİ'lerin ekonomiye katkısı bu
verilerle sınırlı değil. KOBİ'lerin ekonomiye dinamizm kattığı sık sık dile
getirilir. KOBİ'ler, kuruluş aşamasında daha az sermeye gerektiriyor. Küçük
yapıları nedeniyle kolaylıkla her yerden kurulabilir, bölgesel ihtiyaçlara
yönelik üretim yapabilecekleri gibi düşük nitelikli işgücü için de talep
yaratırlar. Ülkemizde küçük ve orta ölçekli işletmeler daha çok iç piyasaya
hitap ediyor. Türkiye'nin gümrük birliğine girmesiyle birlikte, yurt içi
piyasalarında yerli KOBİ'ler, ciddi sorunlarla ve rekabetle karşı karşıya
kalmışlardır. Uluslararası piyasaları yakından takip etmek, fırsatları
yakalamak, pazar bulmak ve bu pazarların alıcı olabileceği ürünlerin nitelik ve
nicelik yönünden belirlenmesi gibi artık günümüzde ayrı bir uzmanlık dalı
olarak görülebilecek seviyede çalışmak küçük işletmeler için hiç de kolay
değil. Yıllar itibarıyla, ihracat yapan firma sayısı artmakla birlikte
KOBİ'lerin ihracattaki paylarında artış olmaktadır.
KOBİ'lerin ihracat çalışmalarını artırmaya yönelik
çalışmalarınız var mı, varsa bu çalışmalardan bahseder misiniz?
Türkiye ekonomisi içinde firma sayısı, istihdam ve üretim
açısından önemli bir paya sahip olan KOBİ'ler, katma değer ve ihracat içinde
yeterli paya sahip değil. KOBİ'leri ihracat hamlesine yönlendirmek için yöneticilere
eğitim ve danışmanlık hizmetlerinin sağlanması, küresel ekonomideki rekabetin
doğası, üretim ve yönetim teknolojilerindeki gelişmeler, pazar koşulları gibi
konularda bilgilendirilmeler yapmaktayız. KOBİ'lerin bilgiye ulaşmasını
sağlayacak koşulların oluşturulması ve bürokratik işlemlerin azaltılması ve
KOBİ'lere danışmanlık hizmeti sağlayacak birimlerin oluşturulması yönünde
çalışmalarımız sürmektedir. Dernek olarak KOBİ'lerimizin ihracata daha fazla ve
nitelikli katkı sunmasını hedefliyoruz. Dolayısıyla işletmelerimizin yurt dışı
pazarlara açılma kapasitelerinin arttırılması açısından son derece önemli
buluyoruz.
KOBİ'lerin dış pazarda ve iç pazarda daha etkili olması için
hangi adımların atılması gerekiyor?
Türkiye genel itibariyle Avrupa'ya bağlı olmayıp farklı
ülkelerle ilişkileri genişletip temaslarını yoğunlaştırmaktadır. Türkiye olması
gereken bir ihracat politikasıyla Türk insanın ufkunu açmaktadır. Bunlar olumlu
gelişmelerdir. Türkiye ihracat anlamında dünyanın değişik ülkelerine mal ve
hizmet satışı yapıyor. Devlet ihracatçı KOBİ'lerin kılavuzu olmalı. Her zaman
ve her yerde ifade ediyorum Türk KOBİ'lerin, müteşebbislerin önü açılmalı. Fuar
ve organizasyonlara katılımları sağlanmalı hatta kendi isteğine bırakılmalı
bizzat bu tür yerlere götürülmeli. Yurt dışında düzenlenen fuarlara katılmak
için yol ve konaklama ücretlerini karşlımakta zorlanacak olan KOBİ'lere destek
olunması halinde katılımlar artar, orada gördüğü malı burada üreten KOBİ hem
ihracatta hem de istihdamda katkı sağlar. Küçük ve orta ölçekli imalat sanayi
işletmelerinin, rekabet güçlerini ve düzeylerini yükseltmek için ortaklık
kültürünü teşvik eden somut çalışmaların olması lazım. Ancak KOBİ'lerin bir
araya gelme ve ortaklık kültürü konusunda hâlâ noksanları bulunmakta. KOBİ'lerin
ana hedefi üretim yapmak olmalı. Özellikle ithalatın önünü kesici, ihracatı
arttıracak her türlü ürünü üretir hale getirmektir. Belirlenen hedeflere doğru
ve hızlı yol alabilmek için sektörel bazda kümelenme gerekli olmuştur. Esasen
işletmeler işleri icabı birbirlerine muhtaçtır. İşletme sahiplerinin
"birlikten kuvvet doğar" anlayışıyla hareket ederek kümelenmelidir.
Ancak bu şekilde yabancı rakiplere karşı rekabet edebilme şansı var. Burada öz
eleştiri yapmak gerekirse KOBİ'lerde birleşmeler konusunda pek çoğu
isteksizdirler. Çünkü insanımızda eskiden beri küçük olsun benim olsun anlayışı
hakim. Oysa büyük olsun hepimizin olsun anlayışı günümüzde daha moda bir terim.
Yabancı şirketler dahi Türk şirketleriyle evlilik yaptıkları biliniyor. Birleşmeler
konusunda KOBİDER olarak çalışmamız var. Bunu her platformda dile getiriyoruz
ve diyoruz ki KOBİ'lere birleşin demeyle birleşmeler olmaz. Devlet bu hususta
birleşen 5 işletmeye yüzde 75 destek veriyor. Lakin bu yeterli olmuyor. Şimdi
bu şuna benziyor. Demir var, kum ve çimento var ama bunları karacak ustaya
ihtiyaç var. Bu konuda örnek modeller olmalı bunların büyüme hızını gören aynı
sektör mensupları da benzer ortaklıkları gerçekleştirebilirler. Bizde hep
komşunun yaptığı işe bakılır. Şayet o işte başarı sağlamışsa diğeri de aynı işe
yönelir. Dolayısıyla devlet sembolik olarak birkaç sektörden firmaları bir
araya getirebilecek ortaklıklar kurmalı ve bu konuda olumsuzluk doğması halinde
vergi, SGK gibi tahsilat konusunda almama garantisi vermeli. KOBİ'lere balık da
verilmeli balık tutmayı da öğretmeli. Bu konuda kamu ve derneklerce çok esaslı
çalışmalar yapılıyor. Yaşanan son krizden etkilenen Avrupa Birliği ülkelerine
olan ihracatımız düştü fakat farklı kıtalar da bulunan ülkelere açılmamız bunun
bariz örneğidir. Ayrıca bu konuda biz KOBİDER olarak bir öneride bulunmuştuk ve
demiştik ki; Türkiye tanıtımda kokteyl ve balolarda çuval dolusu para harcıyor.
Bunlar yapılırken muhakkak ülke tanıtımı esas alınıyordur. Ancak devlet
periyodik olarak yurt dışına hiç gitmemiş KOBİ'leri dış fuarlara götürmeli.
İşletme sahipleri ürettikleri ürünleri gittikleri yerlerde tanıtabilirler ve
oralarda gördükleri teknolojik yenilikleri ve farklı ürünlerin numunelerini
alarak işletmelerinde aynılarını üretebilirler. Kaç KOBİ yurt dışına
götürülmüşse bunların yüzde 10'u dahi önerdiğimiz şekilde olumlu bir sonuç
almışsa bu dahi iyi bir gelişme olacaktır.
KOBİ'lerin dış pazarda karşılaştıkları sorunlar neler?
KOBİ´lerin dış ticarete ve ihracata yönelik en büyük
sorunları arasında finansman, teknoloji kullanımı ve dış pazarlardaki sert
rekabet gelmekte. Ayrıca KOBİ'ler, tek tek işletmeler halinde yurt dışı
pazarlara açıldıklarında birtakım sorunlarla karşılaşmaktadırlar. KOBİ'lerin
dış pazarlara açılma sürecinde karşılaştıkları başlıca sorunlar üretim
miktarının yetersizliği, ihracat finansmanındaki yetersizlik ve uluslararası
pazarlar konusundaki bilgi eksikliğidir. Bunlara ilaveten ihracat işlemlerini
yürütürken karşılaştıkları sorunları ve yöneticilerden kaynaklanan sorunları da
ilave edebiliriz. Ülkemizdeki işletmelerin neredeyse yüzde 100'ünü KOBİ'ler
oluşturmakta ve çalışan nüfusun yüzde 80'i KOBİ'lerde istihdam edilmektedir.
Ayrıca bu işletmelerin toplam yatırımlarının içinde yaklaşık yüzde 40 gibi bir
paya sahip olmaları nedeniyle KOBİ'lerin, mevcut sorunlarının biran önce
giderilmesi ve bu işletmelerin yatırım üretim ve pazarlama alanında layık
oldukları yere taşınmaları zorunluluk arz ediyor.
Sizce kadın girişimcilere verilmesi gereken destek nedir?
Kadın girişimciliğinin, Türkiye'de en az yararlanılan ve
geliştirilmesi gereken ekonomi ve istihdam kaynaklarından biri olduğu açık.
Daha fazla kadın girişimci bulunması için kadınların ekonomik açıdan
güçlendirilerek büyümeye katkıda bulunmaları sağlanmalıdır. Kadınların iş dünyasındaki
ağırlıklarının hissedilmesi için biz KOBİDER olarak daha fazla çaba sarf
etmekteyiz. Ülkemizde kadın girişimci sayısı artmasına rağmen, oranların arzu
edilen düzeye çıkamamıştır. Üretmek kadar hizmeti doğru anlatmak da önemli.
Kalkınmanın, ekonomik büyümenin, istihdam artışının temelinde girişimcilik
yatıyor. Özellikle kadın ve genç girişimcilerin desteklenmesi yalnızca onları
değil, Türkiye'yi ilgilendiriyor. Gerek bölge ve gerekse ülke ekonomisinin
gelişimine katkı sağlamak istiyorsak, kadın girişimcilerin önünü açmalıyız.
Türkiye'de kadın girişimci oranının geçen yıllara nazaran hayli arttığını,
girişimcilik kültürünün ülke geneline yayılması sevindirici bir gelişmedir.
Kadın girişimci kavramının Türkiye'nin en değerli kavramlarından birisi olduğu
görülüyor. Her şeyden önce girişimciliği arttırmak, Türkiye'nin bütün ekonomik
ve sosyal girişimlerini verimli şekilde kullanmak zorundayız. Ekonominin
temelini oluşturan girişimcilik, kalkınmanın da en önemli unsurudur. Bu açıdan
baktığımız zaman hem girişimcilik kavramı anlamında hem de kadın girişimci
bağlamında gayret gösterilmesi gereklidir.
Ülkemizde genç girişimciler ve KOBİ'lerin AR-GE çalışmaları
sizce yeterince destekleniyor mu?
Türkiye'de genç girişimcilerin karşı karşıya kaldığı temel
iki sorun vardır. Bunlar piyasa içerisinde yeterli tecrübeye sahip olmamaları
ve finansmana ulaşım sıkıntısıdır. Yapılması gereken genç girişimcilerle,
mevcut kurumlarımızın sahip olduğu bilgi, birikim, deneyim ve kaynakları bir
araya getirmektir. Türkiye'nin çok genç bir nüfusa sahip bir ülke olduğu açık.
Dolayısıyla biz de KOBİDER olarak, genç girişimcilerin sayısıyla niteliğinin
artırılmasını ve örgütlenmesini son derece önemsiyoruz. Ar-Ge; insan, kültür ve
toplumdaki bilgi stokunu arttırmak ve bu bilgi stokunu yeni uygulamalarda
kullanmak için yapılan sistematik temelli yaratıcı çalışmalardır. Ülkemizde
Ar-Ge harcamalarının yüzde 14,9'u KOBİ'ler tarafından gerçekleştirildiğini
biliyoruz.
KOBİ' lerin son zamanlardaki gidişatını göz önüne
aldığınızda nasıl bir değerlendirme de bulunursunuz?
KOBİ'lerin dünya ekonomisindeki ve Türkiye'deki mevcut
koşulları veri olarak kabul edip, kendilerinin neler yapabileceğini
araştırmaları gerekiyor. Maliyetleri geriletmek için gerekli önlemleri almalı,
stoklarını mümkün olduğu kadar düşürmelidir. Tedarik işlevine önem verip, ürünü
alırken kazanmak hedeflenmelidir. KOBİ'ler hedef kitlelerinin, müşterilerinin
zevk ve tercihlerindeki değişimi çok yakından izleyip sattıkları ürünü, hedef
kitlenin isteklerine göre farklılaştırdıklarında işlerinin hızla gelişeceğini
göreceklerdir. KOBİ'lerde pazarlama ve organizasyon eksikliğinden doğan
problemlerin çözümü için acil önlemlerin alınması gerekiyor. Dışa açılmak
isteyen firmanın ise, hedef pazarın niteliğine göre üretim ve pazarlama olanağı
oluşturması kaçınılmazdır. Oysa KOBİ'lerde üniteler bir organizasyon yapısı
olmadığından büyük ölçekli firmalara nispetle ihracat işlemlerinde daha
başarısız olmaktadırlar. KOBİ'lerin ihracatta başarılı olmaları için ister
firma düzeyinde ister aynı sektörde faaliyet gösteren başka firmalarla
birleşerek gerekli departmanlarını oluşturmaları gerekmektedir.
KOBİ'ler açısından bu yılı nasıl değerlendiriyorsunuz?
Gelecek yıl için KOBİ'lerin iç ve dış pazardaki hedefi nedir?
Türkiye ekonomisinin 2012 yılında büyümesinin iyi olduğunu
ancak iç pazardaki daralmanın ciddi bir sinyal verdiği açık. Faizlerin yüksek
olması, iç talebin daralmasındaki en önemli unsurlardan. Ancak ülkemiz yüksek
faiz politikasına devam ederek, iç talebi kontrol ederken dış talebin düşmesi
de söz konusu olabilir. Avrupa'da krizle beraber faizlerin düştüğünü görüyoruz.
Bu noktadan yola çıkarak ülkemize yüksek faiz sonucu gelen fazla sıcak parayla
değerlenen Türk Lirası ihracatımızı baltalayacaktır. Ekonomi yönetiminden, iç
pazarın dinamiklerini hareketlendirecek unsurların devreye alınmasını
bekliyoruz. Bu noktada geç kalmadan yapılacak girişimler ekonominin çarklarının
daha sağlıklı dönmesini sağlayacaktır. İyi olan makro ekonomik verilerin mikro
ekonomik verilere yansıması sağlanmalıdır. Türkiye'nin 2013 yılında da ekonomik
gidişatındaki pozitif seyrin devam edeceğine inanıyorum. KOBİ'lerimizin
finansman araçlarını çeşitlendirmesini, yeni projelere yönelerek finansman imkanlarını
artırmasını bekliyoruz. İhracatçı ve üretici KOBİ'lerin üretim maliyetlerini
azaltmaya yönelik tedbirler almasını, Ar-Ge ve inovasyona daha fazla önem
vermesi lazım. KOBİ'lerin öncelikle vizyonlarının küresel pazarlara dönük
olması için iç değerlendirmeler birinci adımdır. Ortakların ve her kademedeki
yöneticilerin ihracat vizyonuna bağlılıkları, ihracat pazarına yönelmek için
gerekli kaynakların varlığı, yöneticilerin yeterlilikleri ve benzeri konular
öncelikle değerlendirilmektedir. Göstergelerin olumlu olması halinde
yetersizliklerin belirlenerek giderilmesi ve ihracat stratejik pazarlama planı
hazırlanmaktadır. Dış pazar araştırmalarıyla hedef pazarlar, hedef pazarlardaki
potansiyel dağıtım kanalları üzerinde yoğunlaşılmakta, ilk iş gezilerinden
itibaren satış gerçekleştirmeye çalışılmaktadır. Tüm KOBİ'lerimizi ve
girişimcilerimizi, KOBİDER'e davet ediyorum. Gelsinler veya arasınlar bizleri
tanısınlar. Onlar için yapmış olduğumuz ve yapacağımız çalışmaları yakından
takip etsinler. KOBİDER'in farkını tanıma imkanı bulsunlar.
http://ihracat.info.tr/kobi-ler-ortaklik-kulturune-tesvik-edilmeli-8611h