KOBİDER/ÖZGENÇ: Para Bankacılığından Doymayan Bankalar Altın
Bankacılığına Yöneldi
Küçük ve Orta Büyüklükteki İşletmeler Derneği (KOBİDER)
Başkanı Nurettin Özgenç; Merkez Bankası'nın munzam karşılıkların altın
cinsinden tutulabilmesine imkan sağlamasıyla bankalar vatandaşın kara gün dostu
diye yastık altında ve kolundaki altınlara göz diktiler. Altında yaşanan
hareketlilik ve altın talebinin artmasına paralel olarak bankalar
birbirlerinden görerek altın bankacığına el attılar. Kuyum sektörünü olumsuz
etkileyen bu gidişata artık dur denilmeli.
Altında son yıllarda yaşanan yüksek fiyat hareketliliği
ülkemizde altına olan talebin yükselmesine ve özellikle 2011 yılında altın
bankacılığına olan ilginin artması neden olmuştur. Bankalar da yastık altın
diye tabir edilen altınları "Altınlarınız yastık altında kalmasın; çalınma
ve kaybolma riski olmasın" sloganıyla ekonomiye kazandırmak adı altında vatandaşın
kötü gün dostu diye kenarda,köşede sakladığı çeyrek, yarım, cumhuriyet,
bilezik, yüzük, kolye vb. her ayarda ziynet altınları topluyorlar. Kuyum
sektörünün temsilcileri ise kendilerine rakip olan bankaları sadece izlemekle
yetiniyorlar. KOBİDER olarak bizler altının ekonomiye katkısını ve kayıt altına
alınmasını anlarız da perakende olarak satılmasına bir anlam veremedik. İşin
bir başka boyutu ise hayali rakamlarla "yastık altında 5 bin ton altın
var" diyerek anormal rakamlar açıklanıyor. Yastık altı olarak
değerlendirilen altının tamamının ekonomiye katılması mümkün değil bunların bir
kısmı ziynet olarak kenarda duruyor ve takı olarak kullanılıyor. Bu rakamların
hiç bir şekilde bilimsellikle alakası yoktur. Tamamen afaki rakamlar ile
toplumun kafası bulandırılıyor.
Bankalar, hurdacılar gibi hareket etmemeli
Başkan Nurettin Özgenç; Eskiden mahalle aralarında üç tekerlekli
el arabaları ile dolaşan hurdacılar vardı. Bunlar sokaklarda "demirciiii,
hurda bakır alırııım, sarılar alırııım" diyerek gün boyunca dolaşarak
evlerimizde kullanmadığımız eski bakır, sarı ve metal ev eşyaları satın
alırlardı. Günümüzde bunların yerini bankalar aldı. Verdikleri reklamlarla
"Altın toplama günleri", “Altın buluşmaları”, "Altın kabul günü"
vb. adlar ile fiziki altınları mevduata kabul eden bankalar vatandaştan
cumhuriyet altınından küpeye, yüzükten bileziğe her ayardaki tüm fiziki
altınlarını mevduat hesaplarında değerlendirmek için toplamaları kuyum sektörü
açısından endişe ile izlenmektedir.
Bankaların altın sektörüne rakip olmadığını söylemek
ciddiyetten uzaktır. Bankalar ATM'lerinden ve şubelerinden 1 gram altın
satmaları perakendecilik değil midir? 2004 yılında yapılan değişiklikle
bankalara kıymetli maden mevduatı açabilme yetkisi verildi. Bu düzenleme ile
bankalar kuyumculara rakip oldu. Bazı bankaların üst düzey yöneticilerinin "Hurda altın toplama hizmetini uzun bir
süre devam ettirmeyi planlıyoruz. Sadece şube üzerinden değil, başka toplama
yöntemlerini de gündeme getireceğiz. Halihazırda anlaşmak üzere olduğumuz bir
kurumsal zincir de var" şeklindeki beyanları bankacıların bu işe sıkı
sıkıya sarıldıklarını göstermektedir.
Bu durum kuyum sektörü açısından son derece ürkütücüdür. Hükümet
bu düzenlemeyi iptal etmeli. Her sektör kendi alanında iş yapmalı. Meslek
etiğini hiçe sayan bu soruna çözüm bulmalı. Bankaların sadece para kazanma
hırsıyla hareket ederek altın sektörüne yönelmeleri kuyumcuları bir hayli zora
sokmuştur.
Ayrıca basına yansıyan bilgilere göre "Bankaların altın
hesabı açmasının olumlu bir uygulama olduğunu belirten İstanbul Kuyumcular
Odası (İKO) Başkanının mensubu olduğu sektörü savunacağı yerde bankaları
savunması tezat teşkil etmektedir.
Altın sektörüne kredi
vermeyen katılım bankaları kuyumcuların ekmeğine göz dikti!
KOBİDER Başkanı Nurettin Özgenç; Altına yönelik
hesapları artırmak isteyen finans kuruluşlarının başında gelen katılım
bankaları ise kuyum sektörüne kredi vermiyor. İşin enteresan tarafı ise bu işi
başlatan katılım bankaları kuyumcuların vatandaşa satmış oldukları takıları
altın mevduat adı altında toplarken bu sektörün mensuplarına kredi
vermemeleridir. Bu konu yetkilerce enine boyuna sorgulanmalıdır. Katılım
bankalarının üçünün altın murabaha hakkında görüşüne başvurduğu İslâm Hukuku
Profesörü Hayrettin Karaman'ın müspet kararına rağmen "tereddütlü"
olduğunu öne sürüp kredi vermemektedirler. Kuyumculara kredi vermekte ketum
davranan katılım bankaları kuyumcuların ekmeğine göz dikti. Her sektör kendi
alanında iş yapmalı. Yetkililer meslek etiğini hiçe sayan bu soruna çözüm
bulmalı.