KOBİDER/ÖZGENÇ: Yastık altı
diye yüzük ve küpenin hesabı yapılıyor
Küçük ve Orta Büyüklükteki İşletmeler Derneği (KOBİDER) Genel
Başkanı Nurettin Özgenç; Türkiye'de yastık altında 5 bin ila 6 bin ton altın
olduğu bununda mali değerinin 450-500 milyar olduğu yönünde abartılı rakamlar
telaffuz ediliyor. Bu tür hayali tahminler ile ancak tatlı düşler kurulabilir
ama ekonomiye ve istihdama hiç bir katkısı olmaz. Yastık altı diye iki yüzük
bir çift küpenin hesabı yapılıyor. Çıkar hesabı gözetilip ikide bir
"yastık altında 5-6 ton altın var" deyip te kafa karıştırmanın bir
anlamı yok!
KOBİDER Başkanı Nurettin Özgenç; bazı çevreler tarafından son
zamanlarda yapılan açıklamalarda Türkiye'de yastık altında 5 bin ton ile 6 bin
ton arası altın olduğunu bununda değerinin 450-500 milyar dolara yakın olduğu, şeklinde
yapılan tahminlerin 75 milyon nüfus üzerinden yapıldığı ve ortalama kişi başına
80-90 gr altın düştüğü bununda toplamının 6 bin ton civarlarında olduğu ifade
edilmektedir. Bunlar afakî rakamlardır. Vatandaşın kullanmak için aldığı üç
bilezik, iki yüzük, bir küpesini ve kara gün dostu olarak sakladığı 3-5 tane
çeyrek altını yıllardır “yastık altında servet yatıyor” diye telaffuz ediliyor
ve “500 yüz milyar dolar uykuda” gibi buna benzer açıklamaların yapıldığını
görüyoruz.
Rivayet muhtelif ama bir
o kadarda kafa karıştırıcı. Şöyle ki,
"Altın toplama günleri", "Altın buluşmaları", " Altın
kabul günü" ve benzer adlar altında altın mevduat toplayan bankalarla
işbirliği içerisinde bulunanlar gündem oluşturmak ve vatandaşı etkilemek için
"yastık altında 500 milyar dolar değerinde 5-6 bin ton altın var"
şeklinde açıklamalar yapıyorlar. Hatta yarım
trilyon doları aştığını iddia edenler dahi var. Esasen bu tür
açıklamaların arka tarafında yatan nedenlerin ne olduğuna bakmak lazım. Maksat
ekonomiye katkı yapmak mı yoksa kazanç elde etmek midir bunların sorgulanması
gerekir. Yastık altındaki altının gerçek boyutu tam olarak bilinmiyor. Bize
göre vatandaşın elinde en fazla 1,5 ton civarında
altın var. Bununda ederi günümüz fiyatlarına
göre 100-150 milyar dolar kadardır. İnsanlar ev eşyası ve giysi gibi
aksesuar olarak altın takı alabilirler. Vatandaşın kolundaki bilezik, kulağındaki
küpe ve parmağındaki yüzük "yastık altı" olarak görülmemeli. Bunlar
altın takıdır yatırım aracı değil.
Özgenç, 2008-2009 yıllarında vatandaşlar ellerinde bulunan
altınlarının büyük bölümünü altın fiyatının yükselmesiyle sırf kendine ait
yuvaya sahip olabilmek için elde avuçta ne varsa satmış ve o dönem parasını gayrimenkulde
değerlendirmişti. Öyle ki bu sektör hayli hareketlenmiş ve takip eden yıllarda
da tekrar fiyatların yükselmesini fırsat bilen halkımız yastık altındaki
altınlarını nakde çevirip konut almışlardı. Dolayısıyla vatandaşlar “yastık
altı” diye tabir edilen altınlarını satması ile inşaat sektöründe durağanlık
sona ermiş özellikle TOKİ tarafından yapılan konutlar yok satmıştır. Şimdi ise
vatandaşın elinde kötü günler için sakladığı ve takı olarak kullandığı birkaç
parça altın ile kara gün dostu olarak bir kenarda bulundurduğu 3-5 tane
sarrafiye olarak tabir edilen çeyrek, yarım, tam ve cumhuriyet lirası
vardır. Bu altınlar da "ne olur ne
olmaz" düşüncesiyle saklanılan altınlardır.
Zira Türkiye nüfus itibariyle 75 milyondur bununda aşağı yukarı
yarısını oluşturan kadın nüfustur. Yani 37 milyonu kadınlar, genç kızlar ve
çocuklar olarak üçe ayırdığımızda kişi başına ortalama olarak 20-30 gr altın
olduğu varsayarsak 1,8 ton altın yapar. Halkın takı olarak kullandığı ve kara
gün dostu olarak sakladığı altınlarının toplamının 1,8 ton olduğunu
zannediyoruz. Lakin yıllardır "Yastık altında servet yatıyor" diye
tatlı rüyalar görmemize sebep olan söylemler ile kamuoyuna sürekli hayal
pompalanmaktadır.
Çünkü biz yastık altında bahsedilen miktarlarda altının olmadığını
düşünüyoruz. Örnek olarakta 2009 ve 2012 yıllarında yapılan altın ithalat ve
ihracat rakamlarını gösteriyoruz. Türkiye İstatistik Kurumu (TUİK) verilerine
göre 2009 yılında 1.632 milyar dolarlık altın ithalatına karşın 4.639 milyar
dolarlık işlenmiş ve yarı işlenmiş altın ihracatı yapıldığı yine 2012
Ocak-Haziran döneminde 3.689 milyar dolarlık ithalata karşın 5.381 milyar
dolarlık ihracat yapıldığı belirtilmektedir. Aslında kayıtlarda da
görülebileceği gibi Türkiye altın ithalatçısı bir ülkedir. Böyle olmasına
rağmen ithal ettiğinden neredeyse 3 kat fazlasını ihraç etmiştir. Altın
madenleri olmayan Türkiye doğal olarak bu satışı vatandaştan gelen hurda
altınlardan sağladığı açıktır.
Altın her zaman popüler olmuştur
Nurettin Özgenç; Altın alan kazandı. Çünkü altın, her zaman uzun
vadeli yatırım yapıldığında yatırımcısını güldürmüştür. Öyle ki ekonomi
yönünden insanların olduğu kadar devletlerinde altına bakışı aynıdır. Garanti
yatırım araçlarından biri olan altının, her dönem alıcısına sürekli
kazandırması ile popülaritesini muhafaza etmektedir. Altın takı olarak
kullanılmaktır, bozdurup bankaya yatırmanın bir esprisi yok. Altın, tarihinde
ilk defa bu kadar artmıştır. Bundan 20 yıl önce 300-350 dolar seviyesinde olan
altının onsu, şu an 1,670 dolar civarlarında seyretmektedir. Özellikle
2008-2011 yıllarında altın çok büyük getiri sağlamıştır. İnsanlar en sağlam
yatırım aracı olarak çoğu zaman altını görmüşlerdir dolayısıyla son yıllarda
iyi prim yapması ile halkımız ellerindeki altınlarını bozdurup değişik yatırım
enstrümanlarına veya alışveriş yaparak harcadıklarından dolayı bir şekilde
ekonomiye katmışlardır. Dolayısıyla çıkar hesabı gözetilip ikide bir "yastık
altında 5-6 ton altın var" deyip te kafa karıştırmanın bir anlamı yok.