KOBİDER: Ayasofya'da Namazsız
Fetih Kutlaması Olmaz!
Küçük ve Orta Büyüklükteki
İşletmeler Derneği (KOBİDER) Başkanı Nurettin Özgenç, İstanbul'un Fethi'nin
yıldönümü münasebetiyle her yıl 29 Mayıs'ta İstanbul'un feth edilişinin kutlamaları
yapılıyor lakin fethin sembolü, İstanbul'un ruhuna uygun olarak Fatih Sultan
Mehmed Han'ın camiye çevirdiği Ayasofya'da namaz kılınamayacak olması son
derece düşündürücüdür. Zira İstanbul'u feth ederek peygamber efendimizin
müjdesine mazhar olan o güzel kumandanın ilk Cuma namazını Ayasofya'da
kıldırdığını biliyoruz. Kutlama etkinlikleri yapılırken bu önemli maneviyat yok
sayılamaz.
İki gün sonra İstanbul'un feth edilişinin
559. yıl dönümü yine surlar önünde mehteran eşliğinde kutlanacak ancak esas
yapılması gerekenin yapılmaması yani fethin sembolü Ayasofya'nın amacından
aykırı olarak kullanılması ve burada namaz kılınmaması tezat teşkil etmektedir.
Nasıl ki;
TBMM'nin açılışı kutlamaları münasebetiyle 23 Nisan Ulusal ve Çocuk
Bayramı kutlaması yapılırken ilk meclis binasına gitmeden orada temsili olarak
konuşma yapmadan 23 Nisan kutlaması yapılamadığına veya Cumhuriyetin kuruluş
kutlamaları için devlet erkanının anıtkabire gitmeden,saygı duruşunda bulunmadan,
Cumhuriyet kutlamasının bir anlamı olmadığına göre Ayasofya da namaz kılınmadan
İstanbul'un feth kutlaması yapılamaz yapılsa dahi gerçekçi olmaz bir manada
ifade etmez.
Başkan
Özgenç, Ayasofya'nın, 1930'larda iyi ilişkiler kurmaya çalışılan Yunanistan'a
dolayısıyla Batı dünyasına göz kırpmak için müze yapıldığı biliniyor. İstanbul'un Fethi'nin en önemli sembollerinin en başında gelen Ayasofya Camii, 1934 yılında tartışılan bir
kararname ile ibadete kapatılarak müzeye çevrilmişti. Fatih Sultan Mehmed
Han'ın İstanbul'u fethettikten sonra camiye çevirdiği Ayasofya tam 78 yıldır
ezan sesine ve namaza hasrettir.Dolayısıyla inanç özgürlüğü kapsamında Sümela
manastırında ve Akdamar kilisesinde farklı din mensuplarına gösterilen hoşgörü
ve ibadet edebilme imkanı Ayasofya'da
Müslümanlardan esirgenmemeli ve bu hasrete ve ihtiyaca bir an önce son
verilmeli.
Ayasofya hangi devletin,milletin
veya hangi inanç kesiminin keyfi için müze olarak tutulmaktadır?
Nurettin Özgenç, Atatürk döneminde günün
koşullarına göre Ayasofya müzeye çevirtilmiş olabilir. Ancak o günler çok geride kaldı, köprünün altından
çok sular aktı. Bağımsız bir devlet olan
Türkiye Cumhuriyet'i zorlama kararlarla müze haline getirilen Ayasofya'yı daha
fazla bekletmeden vakfiye de belirtildiği şekilde eski haline yani camiye
çevirmeli. Ayasofya günün koşullarına göre müzeye çevrilmiştir diye
ilelebet böyle kalacağı anlamına gelmez. Çağın
değişen koşulları altında, geçmişte böyle bir karar alınmış olabilir.
Atatürk'ün Cumhuriyet devrimleri arasında önemli bir yeri olan Şapka Kanunu günümüzde
işlevini yitirmiştir. Bu demektir ki zamanın şartlarına göre çıkarılan bir
kanun günümüze hitap etmediği için uygulanmayabiliyor. Aynı şekilde
Ayasofya'nın da müzeye çevrilmesi günümüz anlayışına ters olduğu gibi
bağımsızlığa terstir. Böyle olmasına rağmen mabed hala daha amacına ve ruhuna
aykırı kullandırılmaktır. Esas sorgulanması gereken budur. Ayasofya hangi
devletin,milletin veya hangi inanç kesiminin keyfi için müze olarak
tutulmaktadır? Bin bir güçlük, yokluk ve yoksulluğun ve zorluğun yaşandığı
günlerde, “Milletin bağımsızlığını yine milletin azim ve kararı
kurtaracaktır.” düşüncesiyle özgürlük ve
bağımsızlığı ilke edinen Atatürk bugün yaşasaydı Ayasofya'yı eski haline
getirirdi.
İnanç özgürlüğü
kapsamında Sümela Manastırı ve Akdamar Kilisesi ibadete açıldı
KOBİDER Başkanı Nurettin
Özgenç, İnanç özgürlüğü kapsamında Sümela Manastırında, Akdamar kilisesinde
ibadet edilebilmesi için epey gayret sarf eden, bu düşünce üzerine destekleyici
yazılar yazan, bu yönde kalem oynatanların sıra Ayasofya'ya gelince ses
çıkarmamaları çok manidardır. Ayasofya'nın nasıl müze olduğunun nedenlerinin
üzerine teferruatlı bir şekilde inilmemiştir. İnilmiş olsa dahi tam manasıyla
gündeme gelememiştir. Fikren ve zikren bağımsızlığı ilke edinmiş olan
milletimiz Ayasofya'nın müze olarak kullanılmasına razı değildir.
Ayasofya
hakkındaki Kararname netliğe kavuşturulmalı
Özgenç,bu konuda
uzmanların basına yansıyan görüşlerine göre "Ayasofya kararnamesinde
hukukî bir gerekçe bulmaya imkân yoktur. Bakanlar Kurulu kararının hangi kanuna
dayandığı da yazılmamıştır. Çünkü Bakanlar Kurulu'nun dayanak yapabileceği bir
kanun mevcut değildir. Bakanlar Kurulu'nun hangi yetkiye istinaden bu konuyla
ilgilendiği hususunda hukukî bir mütalaa da yazılmamıştır. Çünkü bu konu, ne
TC. Anayasası ne de Türkiye'de yürürlükteki kanunlar tarafından Bakanlar
Kurulu'na verilen yetkiler dahilinde bulunmamaktadır. Anayasadan
bahsedilmemiştir; çünkü Anayasa'ya aykırıdır. Vakıf hukukundan
bahsedilmemiştir, çünkü vakıf hukukuna zıttır. Görülüyor ki, Bakanlar Kurulu bu
kararı ile anayasa ve kanunları yok saymıştır" denilmektedir. Bunlar ciddi
iddialardır yabana atılacak tarafı yoktur.
Ayasofya'nın müzeye
çevrilmesi için çıkarılan Kararnameye bir sıra numarası verilmemiş olduğu, Resmi
Gazete'de yayınlanmamış olduğu şeklinde basında yer alan beyanatlar akıllarda şüphe oluşturmaktadır. Şayet
böyle bir şaibeli bir kararname varsa derhal incelenmeli ve kamuoyuna detaylı
bir açıklama yapılmalı.