KOBİDER: Yeni TTK'yı başından beri destekliyoruz ancak bu hususta
bazı endişelerimiz var.
Küçük ve Orta Büyüklükteki
İşletmeler Derneği (KOBİDER) Genel Başkanı Nurettin Özgenç;1 Temmuz 2012 tarihinde
yürürlüğe girecek olan yeni Türk Ticaret Kanunu (TTK) için geri sayım başladı. Ancak
bu konuda bazı tereddütler ve bilinmezlikler var bunların nasıl ve ne şekilde
işleyeceği hakkında kaygılarımız var. Bu bağlamda kanunda yapılacak ek bir
düzenleme ile değişmesi gereken maddeler revize edilmeli.
Yeni
Türk Ticaret Kanunu'nda (TTK) gözden geçirilmesi gereken bazı önemli hususlar
var. Bir kere eski TTK 55 yıllık bir kanundu, baştan aşağı değişmesi
gerekiyordu ama kısmen de olsa önemli değişiklikler yapıldı. Şeffaflık, sınırlı
sorumluluk, güvenilir bilgiye ulaşmak gibi ilkelerle yeniden donandı. KOBİ'ler
olarak yapılan düzenlemeden son derece memnunuz. Ama gözden geçirilmesi gereken
önemli noktalar var. Kervan yolda dizilir anlayışıyla değişmesi gereken kanun
maddelerinin revize edilmesi lazım.
Örneğin bunları şöyle sıralarsak; Şirketlerin bağımsız
denetçiler (Serbest Mali Müşavir, Yeminli Mali Müşavir ve Bağımsız Denetim
Şirketleri) tarafından denetlemesinin zorunlu hale getirilmesi özellikle KOBİ
ölçeğindeki şirketler açısından mali külfetler doğurur? Denetim her zaman
olmalı ve sonuna kadar desteklenmeli buna karşı değiliz ancak işletmelere epey
bir mali külfet getirmektedir. Mali müşavirlerce yapılacak bir hatanın denetim
esnasında çıkması ve sonucunda yılsonu yönetim kurulunun ibrasını etkileyecek
bir sonucun çıkmasından sözleşme yapılmış defter kayıtlarını tutan mali
müşavire de yaptırım yüklenmelidir. Denetimlerde ahbap çavuş ilişki riski her
zaman gözden kaçırılmaması gereken bir gerçektir. Bununla birlikte denetçinin
görüş bildireceği alanlar iyi çizilmeli, aksi takdirde kendi yorumunu katıp
olumsuzluklara sebebiyet verebileceği açıktır.
Nurettin Özgenç;YTTK ile şirketlerin web sitesi olması
zorunlu hale gelecek ve bu site üzerinden şirketlerin mali tablolarını ve
yıllık raporlarını açıklama zorunlulukları olacak. Bize göre bu zorunluluk beraberinde bazı avantajlar ve
dezavantajlar getirebilir. Şeffaflık her zaman iyidir. Ancak; aynı sektörde faaliyet gösteren şirketler,
rekabet ortamının olduğu bir ekonomide bunu çaptırarak kendi sektörlerinde
olumsuz yorumlayıp, dedikodu mekanizmasına çevirip haksız rekabete yol
açabilirler. İşverenler çoğu kez ödedikleri vergilerin dahi yayımlanmasını
istememektedirler, buda her ne kadar şirket tüzel kişiliğini ilgilendirse de
doğrudan işvereninin şahsı ile alakalı bir duruştur. Kötü niyetli insanların
buradan hareketle, şirket gelirlerini takip ederek bunları kendi kötü
emellerine alet etme imkanları sürekli gündemde olup, aile fertleri de dahil,
ihtimal zayıfta olsa tehdit altında olacaklardır.
- Şeffaflık
piyasa değerini sürekli üst düzeyde tutar,
- Tedarikçiler ve
müşteriler karşısında bir güven olgusu oluşturur
- Finans
kuruluşları karşısında daha rahat hareket etmelerini sağlar.
- Piyasa
gerçekleri açısından, uluslararası
bir ekonomik şeffaflık
ve gerçekçiliğe
kavuşacaktır.
Mali tablolar aynı zamanda ticaret siciline de
işletilmek zorunda. Bu uygulama doğru mu yanlış mı zamanla anlaşılabilir.
Ticaret sicilinde ilan yayınlamanın da bir maliyet olduğunu düşünürsek KOBİ
ölçeğindeki şirketlerin denetim masraflarıyla birlikte bu maddi yük ile
zorlanmaları gibi bir ek külfet doğuracağı bir gerçektir.
Noterlere Jest mi Yapılıyor?
Başkan Özgenç;İnternet ortamında yayımlanacak olan mali
tabloların, ayrıca noter onayına tabi tutulması doğru ve etik değildir. Şöyle
ki; şirket olarak zaten bütün bilgiler, kamuoyu ile paylaşılıyor, ayrıca yasal
zorunluluk haline geliyor. Yasal zorunluluğa tekrar noter makamını devreye
sokarak bir zorunluluk getirmek, kanunun
mantığına ters düşer. Maliyet açısından aşırı bir külfet getirmeyecektir. 2012
yılı itibari ile bilanço ve gelir
tablosu onayı için maliye bakanlığının
damga vergisi rakamı toplamda yıllık 39,60 Tl'dir. Zorunlu Tescilinde bu rakama uygun olması
beklenebilir. Burada amaç Noterlerin bir dönem araç tescillerinden dolayı kayıp
ettikleri gelirin telafisi için bir jest
gibi duruyor.
YTTK şirketteki pay sahiplerinin şirketi kasa gibi
kullanmasını; pay sahiplerinin şirkete borçlanmasını yasaklıyor. Pay
sahiplerinin 3 yıl içinde şirketlere olan borçlarını ödemeleri zorunluluğunu
getiriyor. Aslında uygulama doğru Şöyle ki; bir ticari faaliyetin
işletilmesinde amaç kasadan çıkan her kuruşun şirkete kar olarak geri
dönmesidir. Burada ortakların kullandıkları paralar şirketten çekilen ve
karşılığı olmayan harcamalardır. Bakıldığında kısa vadede sıkıntı gibi görünse
de Uzun vadede şirket ortaklarının öz kaynaklarını çar çur etmelerinin önüne de
geçilmiş olacaktır. Burada şöyle bir esneklik getirilmiştir. Ortakların
hayatlarını idame ettirmeleri için yıl sonu kar avansı adı altında bir uygulama
söz konusudur. Ayrıca vergisel avantaj açısından Ortakların huzur hakkı adı
altında ücret almalarının da önü açıktır. Böylece kasadan çekilen paralar
legalleşmiş olacaktır.3 yıl içerisinde ortakların hesaplarında mevcut
borçlarının ödenme zorunluluğu zaman aşımı süresi ile aynı doğrultuda bir
düzenleme olabilir Lakin beş yıla çekilmesi daha uygulanabilir gibi
durmaktadır.
YTTK
KOBİ'ler için bir kümelenme sürecini beraberinde getirebilir.
KOBİDER Genel Başkanı Nurettin Özgenç;yeni TTK'nın
getirdiği mali ve cezai yükümlülükler sebebiyle işletmelerde kümelenme yoluna
gidilebilir. Ancak KOBİ'lerin bir araya gelme ve ortaklık kültürü konusunda
hâlâ noksanları bulunmakta. KOBİ'lerin ana hedefi üretim yapmak olmalı .
Özellikle ithalatın önünü kesici, ihracatı arttıracak her türlü ürünü üretir
hale getirmektir. Belirlenen hedeflere doğru ve hızlı yol alabilmek için
sektörel bazda kümelenme gerekli olmuştur. Esasen işletmeler işleri icabı
birbirlerine muhtaçtır. İşletme sahiplerinin "birlikten kuvvet doğar"
anlayışıyla hareket ederek kümelenmelidir. Ancak bu şekilde yabancı rakiplere
karşı rekabet edebilme şansı var.