Küçük ve Orta Büyüklükteki İşletmeler Derneği (KOBİDER) Başkanı Nurettin Özgenç, kimi Avrupa ülkelerinde görülen ekonomik krizin Türkiye'ye de sıçrayacağına dair söylemlerin piyasaları olumsuz etkilediğini belirtti.
Özgenç, “Etrafımızda ateş yanarken bize bir şey olmaz demenin de bir anlamı yok. Ateş kontrol altına alınana kadar bizde tedbirlerimizi alıp ihtiyatla yolumuza devam etmeliyiz.” dedi.
Özgenç, konu ile ilgili yaptığı açıklamada “Son zamanlarda millete ‘Tüketim yapmayın, harcamayın' denilerek kafalar karıştırılmak isteniyor. Durup dururken yapılan bu tür kaygı ve telaş verici beyanlar haklı olarak vatandaşı tedirgin etmektedir. Oysa harcama yapmayın demek yerine harcayın ama israf etmeyin denilmeli. Bunu derken de verim alabilmek adına önce yetkililerimizin kendileri talebe uymalı.” ifadelerini kullandı. KOBİDER Başkanı Özgenç, şöyle devam etti:
“Kriz tellallığı yapanlar krizden nemalananlardır. Bu tür söylemlerin birilerine faydası olabilir ama en büyük zararın ülkeye olduğu unutulmamalı. Biz KOBİ'ler olarak önümüzü görmek istiyoruz. Ekonomik gidişat tam rayına oturmuşken kriz kapıda söylemleri halkımız gibi haliyle bizleri de derinden etkilemektedir. Elbette uyarılara, kaygılara kulak vermeliyiz ama yangına da körükle koşmamalıyız!
Avrupa ülkelerinde görülen sıkıntının doğal olarak Türkiye'yi olumsuz etkileyeceği bir gerçek ama öyle abartıldığı gibi şok etkisi yapacak kadar etkili olacağını sanmıyorum. Devlet ve toplum olarak israftan uzak durmalıyız ve piyasayı olumsuz etkileyecek söylemlerden kaçınmalıyız.
Türkiye, 2008 gibi bir krizle karşı karşıya kalmaz. Bu anlamda bir paniğe ya da korkuya gerek yok. Ekonomi çarklarının dönebilmesi için ağırlıklı olarak Afrika ülkeleri ve yeni gelişmekte olan ülkelere ağırlık vermeliyiz.
Türkiye, mali yapısı itibarıyla güçlü bir ülke. Avrupa Birliği ülkeleri gibi kamu borcu çok fazla olan bir ülke değil ama cari açığın kontrollü de olsa her geçen gün artması pek hayra alamet değil. Kamu harcamaları disiplin içerisinde yürüse de her zaman gelebilecek krizlere karşı tedbirli ve ihtiyatlı olmakta fayda var. Türkiye her ne kadar da krizlere alışık bir ülke olsa dahi daha büyük kriz olabilir düşüncesiyle tedbir elden bırakılmamalı.
Şu anki göstergelere bakıldığında cari açık hariç Türkiye'deki durumun iyi sayılabilecek bir halde olduğu görülüyor. Ekonomisi yüzde 11 büyüyen, enflasyonu tek haneye inen, dış ticareti geçmişe göre fevkalade iyi bir duruma gelen bir ülke için krizin lafını kullanmak bize göre doğru değil.
2001 krizini derinden yaşayan, 2008 krizinden de kısmende olsa etkilenen Türkiye 3. bir kriz yaşamak istememektedir. Kamu harcamalarının kısılmasıyla vatandaşta haliyle israftan kaçınacaktır. Fakat kamu harcamalarında savurganlığın sürmesi halinde halktan tutumluluk istemek ne kadar verimli olur bilemeyiz ama tek bildiğimiz halkın genel gidişatta yani kamu harcamalarında yapılan tasarrufu kendisinde uygulayacağıdır. Kamu harcamalarında savurganlığın önlendiğinde halkımızda harcamalarında tasarruf yapacaktır.”